17 Kasım 2025 Pazartesi

İTO Kasım 2025 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  

İTO Başkanı Avdagiç’ten Kur Geçişkenliği

2026 Ekonomi Vizyonu: “Denge Sinyalleri Güçleniyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım 2025 Meclis Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmelerde, Türk lirasının değer kaybının fiyatlar üzerindeki etkisinin zayıfladığına yönelik TCMB tespitinin, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Bu durum kur-enflasyon ilişkisinde bozulan dengenin yeniden tesis edildiğine işaret ediyor” dedi.

TL’deki değer kaybının etkisinin sınırlanması, kur geçişkenliğinin düştüğünü gösteriyor

Avdagiç, Merkez Bankası’nın son dönemde öne çıkardığı “kurun enflasyon üzerindeki baskısının zayıfladığı” görüşünü önemsediklerini belirterek şunları söyledi:

“Bu tablo, döviz kuru ile enflasyon arasındaki uzun süredir bozulmuş korelasyonun yeniden rayına oturduğuna dair önemli bir işaret niteliğinde. 2026’ya adım atarken fiyat istikrarı açısından umut veren bir gelişme.”

Yeni ticaret düzeni Türkiye’ye stratejik fırsatlar sunuyor

Küresel ekonomide çok kutuplu ticaret yapısının belirginleştiğini vurgulayan Avdagiç, lojistik hatlardan enerji koridorlarına kadar geniş bir alanda Türkiye'nin avantaj yakaladığını söyledi:

“Türkiye, yeniden şekillenen tedarik zincirleri ve ticaret yollarında aktif bir güç haline geliyor. 2026’ya hazırlanırken bu tablo ülkemiz açısından stratejik fırsatlar yaratıyor.”

2026 enflasyon hedefi üçlü sağlam sütunun başarısıyla gerçekleşecek

İTO Başkanı, 2026 hedeflerine değinirken yüzde 16’lık enflasyon hedefinin üç temel unsurla mümkün olacağını dile getirdi:

TCMB’nin kararlı para politikası adımları

Maliye politikasının etkili katkısı

Özel sektörün rasyonel ve pozitif fiyatlama davranışı

Avdagiç, “Bu üç sacayağı uyum içinde çalıştığı takdirde hedefe ulaşılacaktır” dedi.

Hizmet enflasyonu hâlâ yüksek, ancak yavaşlama dikkat çekiyor

Eylül ve Ekim aylarında yaşanan enflasyon yavaşlamasının temel nedeninin kuraklık ve tarımsal don nedeniyle yükselen gıda maliyetleri olduğunu belirten Avdagiç, hizmet fiyatlarındaki artışın ise mal gruplarının altında kalarak olumlu bir sinyal verdiğini ifade etti.

Vergi ve harç artışının hedef enflasyona göre makul tutulması önemli bir adımdır

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılında vergi ve harç artışlarının yeniden değerleme oranı yerine hedef enflasyona yakın seviyede düzenleneceği mesajını değerli bulduklarını dile getiren Avdagiç, bu adımın özel sektöre de örnek oluşturacağını vurguladı.

Zayıf dış talebe rağmen ihracatta artış sürüyor

Avdagiç, ihracattaki toparlanmanın üç temel sebebi olduğunu belirtti:

Türk şirketlerinin dayanıklı ve esnek yapısı

Yeni pazar koşullarına hızlı uyum sağlayabilmesi

Özel sektörün güçlü motivasyonu ve hükümet destekleri

Cari açıkta son dönemdeki artışa rağmen, GSYH’ye oran açısından kırılganlığın belirgin şekilde azaldığını belirtti.

Şirketler için “5 Proaktif Strateji” Uyarısı

Avdagiç, yeni küresel ekonomik düzenin firmalardan daha öngörülü adımlar atmasını zorunlu kıldığını belirterek 5 başlık sıraladı:

Risk okuryazarlığı ve izleme sistemleri

Çeşitlendirme ve yerelleştirme stratejisi (nearshoring – friendshoring)

Dijital ve operasyonel dayanıklılık altyapısı oluşturma

Hızlı tepki, senaryo planlama ve adaptasyon kabiliyeti

Güçlü liderlik ve sürdürülebilir yatırım yaklaşımı

Bu dönem KOBİ’ler için aynı zamanda bir sıçrama imkânı Dengelenme sürecinde KOBİ’lere de mesaj veren Avdagiç, işletmelerin:

Nakit yönetimini disipline etmesi,

Maliyet kontrolünü sistematik hale getirmesi,

Dayanıklılığı artıracak finansal tedbirler alması,

Dijital dönüşüme yatırım yapması

gerektiğini vurguladı.

“Bu süreç doğru yönetilirse Türkiye yeni başarı hikâyelerine imza atabilir” diye konuştu.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Kasım 2025 Pazar

Ümit Özdağ, Eskişehir Pazarında Türkiye'nin Fotoğrafını Çekti-Yılmaz Parlar

 

Ümit Özdağ'dan Kritik 2026 Uyarısı Geldi

"Doktoralı Vatandaş Mandalina Satıyor, Esnaf Borç Batağında”

Eskişehir Ekonomisi Alarm Veriyor

"Krize Radikal Çözüm; Ümit Özdağ'ın Zafer Ekonomi Modeli Türkiye'yi Yeniden İhracat Devi Yapacak"

"Dış Ticaret Açığı Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi Kurulacak; Modelin 7 Temel Prensibi"

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Eskişehir’de gerçekleştirdiği saha ziyaretinde kentin ekonomik durumuna ilişkin çarpıcı gözlemler yaptı. Hamamyolu ve Gökmeydan pazarlarında esnafla bir araya gelen Özdağ, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkışmışlığın somut örneklerini Eskişehir’in kalbinde gördü. Türkiye'yi derinden saran ekonomik buhranın çarpıcı tablosunu gözler önüne serdi.

Pazardaki her bir tezgah, vatandaşın cebindeki eriyen alım gücünün ve esnafın içine düştüğü çaresizliğin canlı tanığı oldu.

Eskişehir’deki ekonomik tabloyu değerlendiren Özdağ, çözümün Zafer Partisi’nin hazırladığı ekonomi programında bulunduğunu vurguladı.

Partinin resmi ekonomi dokümanları ve kamuoyuna duyurulan çalışmalarıyla uyumlu olan Zafer Ekonomisi Modeli, Türkiye’nin üretim yapısına, dış ticaret dengesine, tarımsal verimliliğine ve teknolojik dönüşümüne odaklanan kapsamlı bir strateji sunuyor.

Bu nedenle Eskişehir’deki saha bulguları, modelin öngördüğü sorun alanlarını birebir doğruluyor. Özellikle yerli üretimin güçlendirilmesitarımda maliyetlerin düşürülmesiliyakatli ekonomik yönetim ve teknoloji odaklı kalkınma gibi başlıklar, hem partinin resmi ekonomi programında hem de sahada karşılaşılan sorunların çözümünde öne çıkıyor.

Pazarlarda Derin Krizin Ayak Sesleri

Esnaf, yüksek maliyetler ve daralan alım gücü nedeniyle satış yapamadığını ifade etti.

Tezgahtaki Çığlık,

Bir pazarcı, yaşadığı tabloyu şu sözlerle özetledi:
“Başkanım, mandalinayı 22 liraya alıyoruz. 20 liraya satıyoruz. Satmazsak çürüyor.”

Başka bir esnaf ise borç yükünü şöyle anlattı:
“Bu pazarda bir milyon borcu olmayan esnaf yok. Kimse kâr etmiyor, sadece ayakta kalmaya çalışıyoruz.”

Vatandaşın ise birkaç kilo ürün yerine artık “taneyle” alışveriş yaptığı gözlemlendi.

https://www.youtube.com/watch?v=ZQfGyyIit04

Nitelikli İşgücü Pazarda Tezgâh Açıyor

Liyakatin Çöküşü, Pazardaki Doktorlar ve Mühendisler.

Eskişehir’in en dikkat çeken sorunlarından biri de istihdamın niteliği. Bir pazarcının ifadeleri durumun vahametini ortaya koydu:
“Bu pazarda 20 doktora mezunu, 10 öğretmen tezgâh açıyor. İnsanlar mesleklerinden umudu kesmiş durumda.”

Bu tablo, Türkiye’nin hem beyin gücü kaybını hem de gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor.

Prof. Dr. Ümit Özdağ ,"2025 zor geçti ama 2026 çok daha ağır olacak" uyarısında bulundu. . Çözümümüz belli; üretime, liyakate ve milli ekonomiye dayalı Zafer Ekonomi Modeli. Milletimiz bizi dikkatle izlemeye devam etsin" dedi.

Sahanın, Halkın Lideri
Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece rakamlarla değil, halkın içine girerek, onların derdini hâl diliyle anlayan bir lider portresi çizdi. Ekonomik krizin teorisini değil, pratikteki yıkıcı sonuçlarını tezgah başında ortaya koyması, onu diğer siyasetçilerden ayıran en önemli özellik olarak öne çıkıyor.

Zafer Ekonomi Modeli
Tüm bu çöküş tablosu karşısında Özdağ, çaresizlik değil, çözüm vaat ediyor. "İktidarın bu krizi aşmak için bir çabası yok. Oysa bizim Zafer Ekonomi Modelimiz var. Üretimi, istihdamı ve milli kalkınmayı hedefleyen bu modele kulak verin" çağrısı yaptı.

Öngörülü Lider
Ekonomik krizin henüz derinleşmeden önceki erken uyarılarını, somut ve uygulanabilir ekonomi modeliyle taçlandıran Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece siyasetçi kimliğiyle değil, bir iktisatçı olarak da sahada olmasıyla, Türk siyasetinde nadir görülen öngörülü ve çözüm odaklı bir lider portresi çiziyor.

Zafer Ekonomisi Modeli,

Haberde, daha önce aktardığımız Zafer Ekonomisi haberlerine ek olarak, partinin resmi kaynaklarında da bu analizde yer alan stratejilerin büyük bir kısmı doğrulanıyor.

"Krize Radikal Çözüm: Ümit Özdağ'ın Zafer Ekonomi Modeli Türkiye'yi Yeniden İhracat Devi Yapacak"

"Dış Ticaret Açığı Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi Kurulacak,  İşte Modelin 7 Temel Prensibi"

Zafer Partisi’nin resmi sitesinde;  “Ekonomik Modelimiz, Sıcak Para Esasına Değil, Sürdürülebilir Üretime Dayalıdır”

Zafer Partisi’nin yayınladığı ekonomi modeli dokümanlarında “sıcak para yerine sürdürülebilir üretime dayalı büyüme”, “planlı kalkınma”, “yerli yüksek katma değerli üretim” ve “liyakat esaslı kamusal kaynak kullanımı” gibi başlıklar öne çıkıyor.

Zafer Ekonomisi’nin kamuoyuna sunulan bir vizyon olmanın ötesinde, partinin stratejik bir planı olduğunu gösteriyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın Eskişehir'de esnafla diyaloğunda dikkat çektiği "Zafer Ekonomi Modeli"nin detayları, Türkiye'nin kronikleşen ekonomik sorunlarına köklü çözüm önerileri sunuyor. Model, "üretim odaklı kalkınma", "liyakat" ve "teknolojik dönüşüm" ekseninde şekilleniyor.

Bizim Analizimize Göre; Partinin Ekonomi Modelin 7 Temel Prensibi

Modelin 7 Temel Prensibi olarak izlemlerimiz;

Dış Ticaret Açığı Stratejisi, "Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi"

Mevcut durum: Cari açığın en büyük kalemleri (enerji, altın, ara malı) kontrol altına alınacak.

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için nükleer ve yenilenebilir enerji yatırımları hızlandırılacak.

Hedef: 5 yıl içinde enerji ithalatının yüzde 40 azaltılması.

Yerli Üretim Hamlesi: "Yüksek Katma Değerli Ürünler"

KOBİ'lerin Ar-Ge ve inovasyon kapasiteleri güçlendirilecek.

Savunma sanayii, yazılım, ilaç ve ileri teknoloji sektörlerinde yerli üretim teşvik edilecek.

Yabancı sermayenin talanına izin verilmeyecek; doğal kaynaklar milli çıkarlar doğrultusunda işlenecek.

Tarımda Milli Dönüşüm, "Tohumdan Sofraya Güvenlik"

Stratejik ürünlerde (buğday, arpa, mısır) dışa bağımlılık sonlandırılacak.

Çiftçiye doğrudan gelir desteği ve ucuz mazot/elektrik sağlanacak.

Kooperatifleşme desteklenecek; tarımın gayrimenkul spekülasyonuna kurban edilmesi engellenecek.

Liyakat ve Verimlilik, "Kaynak İsrafına Son"

Kamu ihale sisteminde şeffaflık ve liyakata dayalı düzenlemeler getirilecek.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilecek; vergi adaleti sağlanacak.

İşsizlikle mücadele için nitelikli işgücü yetiştirilecek.

Teknolojik Dönüşüm; "Dijital Ekonomide Liderlik"

Yapay zekâ, siber güvenlik ve bulut bilişim alanlarında insan kaynağı yetiştirilecek.

KOBİ'lerin dijital dönüşümü için hibe ve danışmanlık desteği sağlanacak.

E-ticaret altyapısı güçlendirilecek; yerli platformlar teşvik edilecek.

 Eğitim-Üretim Entegrasyonu: "Mesleki Eğitimde Devrim"

Meslek liseleri ve teknik üniversiteler, sektör ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılacak.

Mühendislik ve teknik bölümlerde okuyan öğrencilere burs ve staj imkânları artırılacak.

. Sosyal Adalet, "Gelir Dağılımında Denge"

Asgari ücret, insan onuruna yaraşır seviyeye çekilecek.

Emekliler ve dar gelirliler için vergi indirimleri ve sosyal yardımlar artırılacak.

Konut edindirme programlarıyla gençlerin mülk sahibi olması kolaylaştırılacak.

Zafer Ekonomi Modeli, mevcut iktidarın "inşaat ve tüketim" odaklı politikalarının aksine, "üretim ve katma değer" odaklı yapısıyla dikkat çekiyor. Model, küresel rekabette Türkiye'yi Orta Gelir Tuzağı'ndan çıkararak, yüksek teknolojili ürünler ihraç eden bir ülke konumuna getirmeyi hedefliyor.

Vizyoner Lider

Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece ekonomik krize işaret etmekle kalmıyor, somut ve uygulanabilir bir yol haritası sunuyor. Onun liderliğindeki Zafer Partisi, Türkiye'yi "borç batağından" kurtaracak, üreten ve kendi kendine yeten bir ülke haline getirecek bir vizyon ortaya koyuyor. Bu model, Özdağ'ın sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir akademisyen ve stratejist olduğunu da gözler önüne seriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

24 Mart 2025 Pazartesi

DUTTİP, Ramazan’ın Manevi İkliminde Birlik ve Beraberliği Pekiştirdi-Yılmaz Parlar

  DUTTİP, Ramazan’ın Manevi İkliminde Birlik ve Beraberliği Pekiştirdi

Ahmet Ortatepe’nin Liderliğinde Türk Dünyası Bir Araya Geldi

Türk Ticaret ve Kültür Derneği’nden Anlamlı OrganizasyonKızılelma Yolunda, 500 Davetli ile İftar Sofrasında Buluştu.



DUTTİP Dünya Ticaret ve Kültür Derneği, Ramazan-ı Şerif’in rahmet ve mağfiret ikliminde birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmek amacıyla İstanbul İBB 1453 Çırpıcı Sosyal Tesislerde 22 Mart 2025 Cumartesi günü geniş katılımlı bir iftar programı düzenledi.

Dünya Türk Ticaret Platformu Başkanı ve DUTTİP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ahmet Ortatepe’nin öncülüğünde gerçekleşen organizasyona, gönül coğrafyasının büyükelçileri, başkonsolosları, siyasi ve iş dünyasının önde gelen isimleri, 30’un üzerinde sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve toplamda 500 davetli katıldı.



Kızılelma İdeali ile Bir Araya Gelen Türk Dünyası


Büyük medeniyetimizin taşıyıcı gücü olan Kızılelma idealinden ilham alarak kurulan bu iftar sofrasında, dostluk ve kardeşlik bağları güçlendirilirken, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlarda ortak hedefler belirlendi.

Ahmet Ortatepe, yaptığı konuşmada, “Bu mübarek ayın feyzini hep birlikte paylaşırken, aynı zamanda Türk Dünyası’nın geleceği için adımlar atıyoruz. Gönül soframızda, manevi atmosferin huzurunu yaşarken, kardeşlik bilinciyle el ele vererek, daha güçlü bir gelecek inşa etme kararlılığımızı pekiştiriyoruz” dedi.



Türk Dünyası’nın Önde Gelen İsimleri Bir Arada


İftar programına katılan isimler arasında AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Halil Korkmaz, İstanbul Valiliği İdare ve Denetim Müdürü Osman Avcı, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı İsmail Aksöz, Özbekistan İstanbul Başkonsolosu Şerzod Abdunazarov, KKTC İstanbul Konsolosu Ülkü Alemdar, eski MHP Milletvekilleri İhsan Barutçu ve Ahmet Çakar gibi siyasi ve diplomatik isimler yer aldı. Ayrıca, Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, Umay Ana Derneği Başkanı, Süleyman Ecevit Şanlı, Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanı, ve Fatih Yılmaz, Perpa Kat Malikleri İşadamları Derneği Başkanı gibi iş dünyasının önemli temsilcileri de programa katılarak, Türk Dünyası’nın ekonomik ve kültürel iş birliğine destek 
verdi.



Ahmet Ortatepe’nin Liderliğinde Türk Ticaretinin Yükselişi


DUTTİP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ahmet Ortatepe, 2021 yılından bu yana yürüttüğü çalışmalarla Türk Dünyası’nın ekonomik ve ticari alanda güçlenmesine büyük katkı sağlıyor.

Ortatepe’nin liderliğinde, yurt içi ve yurt dışı iş insanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirilirken, milli savunma sanayimizin gelişimine yönelik sektör bazlı eğitim çalışmaları yapıldı. Ayrıca, Türk iş insanlarının bilinçlendirilmesi, Ar-Ge ve katma değerli ürünlerle küresel pazarlarda rekabet gücü yüksek markaların oluşturulmasına destek verildi.





Türk Yüzyılı’na Doğru Adımlar


Ahmet Ortatepe, iftar programında yaptığı konuşmada, “Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin her alanda hak ettiği noktaya erişmesi için çalışmalar yapmak, ülkemize ve milletimize olan borcumuzdur.

Kurulmaya çalışılan yeni dünya düzeninde, ülkemizin hak ettiği konumda olması için ekonomik ve ticari çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz” dedi. Ortatepe, Türk Dünyası’ndan küresel markaların oluşmasına yönelik çalışmaların önümüzdeki dönemde daha da hız kazanacağını belirtti.






DUTTİP Dünya Ticaret ve Kültür Derneği’nin düzenlediği bu anlamlı iftar programı, Türk Dünyası’nın birlik ve beraberliğini pekiştirirken, Ahmet Ortatepe’nin liderliğinde ekonomik ve kültürel iş birliğinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Türk Yüzyılı’na doğru emin adımlarla ilerleyen Türkiye, DUTTİP’in çalışmalarıyla küresel arenada daha da güçleniyor.




Ahmet Ortatepe’nin vizyoner liderliği ve DUTTİP’in Türk Dünyası’na yönelik çalışmaları, katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.

Programda bir araya gelen isimler, Ortatepe’nin Türk ticaretini küresel arenada daha da ileriye taşıma hedefini desteklediklerini belirterek, bu tür organizasyonların devam etmesi temennisinde bulundu.

yilmazparlar@yahoo.com




16 Ocak 2025 Perşembe

Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF) 2025-Yılmaz Parlar

 Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF) 2025

Türk Mobilya Sektörü IIFF 2025 Fuarı ile Global Arena Gücünü Gösteriyor

Türk Mobilya Sektörünün Yükselişi

Mobilya Dernekleri Federasyonları (MOSFED), 21-25 Ocak 2025 tarihleri ​​arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi ile İstanbul Fuar Merkezi'nde eş zamanlı olarak düzenlenecek Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF) için basın toplantısı düzenlendi.



15 Ocak 2025 Çarşamba günü Taksim Sofitel Hotel'de yapılan toplantıya MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Ahmet Güleç, yaptığı kapsamlı konuşmada fuarın sektöre sunduğu fırsatları, 2025 hedeflerini ve Türk mobilya sektörünün küresel başarı öyküsünü basın mensuplarıyla paylaştı.



MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç “Türk mobilya sektörü son yıllarda büyük başarılar elde etti. Türkiye ekonomisine ciddi katkı sunuyoruz. hacmimiz kırk milyar doları aştı."açıklamalarda bulundu.

Güleç, Türkiye'nin mobilya sektöründeki varlığının sadece oturma gruplarında olmadığını, tüm yaşam kalitesine hitap eden geniş bir üretim aralığına sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca, "Bu başarı tesadüf değil; Güçlü bir iş birliği içinde hareket ediyoruz ve Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'da 15 dernek olarak birlikte hareket ediyoruz" dedi.



IIFF, 2025 yılında 100'den fazla yerli ve yabancı katılabileceği yer alabileceği bir platform olacak.

Fuar, hem yerli hem de uluslararası iş insanları için yeni iş fırsatları sunacak.

Sektör, ihracat açısından çift rakamlı büyümeyi hedefliyor.

Türk Mobilyasının Küresel Başarısı

Güleç, Türkiye’nin mobilya sektöründeki işleyişini şu şekilde ifade etti:

Küresel Pazar Payı Artışı, Son on yılda Türkiye'nin mobilya ihracatındaki payının binde 3'ten %2,1 çıktığını belirtti.



İhracatta Yüksek Performans, 213 ülkede ihracat yapan büyümenin yıllık 4 milyarlık dış ticaret bolluğunu önerdiğini ve 40 milyarlık toplam ticaret hacmini aştığını vurguladı.

Yerel ve Küresel İş Birliği, Türkiye'nin mobilya üretimi İtalya, Çin ve ABD gibi ülkelerle rekabet ederek tüm yaşam alanlarını kapsayan geniş bir ürün yelpazesi genişletildi.

IIFF 2025, Küresel Ticaretin Merkezi

MOSFED'in Eylül ayında gerçekleşecek IIFF 2025, mobilya sektörünün potansiyelini uluslararası arenada daha iyi tedavi taşıma hedefiyle düzenleniyor:

Katılımcı ve Alan Büyüklüğü, 1.000 firma ve 3.000 marka, 250.000 metrekarelik alanda sergileyecek.

Küresel İlgi, ABD, Almanya, İngiltere, İtalya ve Çin gibi türlerin gelen fuarların uluslararası düzeydeki kapsamı artırılıyor.

Dijitalleşme ve Teknoloji Kullanımı, Fuarda, altyapı dijital altyapı sayesinde standları ve ürünleri online olarak da inceleyebilecektir.



Sektörün GeleceğiAkıllı ve Sürdürülebilir Mobilyalar

Güleç, Türk mobilya sektörünün teknolojiye dayalı ve sürdürülebilir üretim anlayışını benimsediğini ifade etti.

Akıllı Mobilya Çözümleri, Yeni nesil tasarım, estetik ve birleştiriyor.

Geri Dönüşüm Odakli Üretim, Çevre dostu üretim teknikleriyle yanıt veriliyor.

Marka Gücü, Türk mobilya markalarının dünyanın dört bir yanında hızla büyüyen mağazaları, Türkiye'yi mobilya üretim ve tasarımında bir merkez haline getiriyor.



Türk Mobilya Sektörünün Misyonu

Ahmet Güleç, "Başarı ancak birlikte başarılı olmak mümkün olur. Sektörümüz; üretici, tedarikçi ve girişimcilerden oluşan güçlü bir iş birliği ile bu başarıya ulaştı" dedi. Güleç, ayrıca Türk mobilya sektörünün küresel platformlarda tanıtımını artırmak için tüm katılımcıların payının önemli olduğunu belirtti.

Bu fuarda, Türk küresel mobilya sektörünün pazardaki ömrü ve yeni iş olanakları yaratmak adına önemli bir adım olarak görülüyor.


yılmazparlar@yahoo.com

10 Ocak 2025 Cuma

YAPDER , Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi-Yılmaz Parlar

  

YAPDER , Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi

Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi’nin 7.’si Elite World Taksim Hotelde Gerçekleşti

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından düzenlenen 7. yılında Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, köklü, cesur çözümler ve ilham verici hikayelerin bir araya geldiği benzersiz bir platform oldu.



Zirve, kadın girişimcilerin potansiyelini ortaya çıkarmayı, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlama amacını güttü.

Etkinlik, alanda uzman kişiler ve başarılı girişimcilerin deneyimlerini paylaşmalarıyla ilham vererek, iş dünyasında kadınların yerini güçlendirmeyi hedefledi.



7.’si gerçekleştirilen Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, 9 Ocak 2025 Perşembe günü Elite World Taksim Hotel’de büyük bir katılımla tamamlandı.

Zirve, kadın hareketinde güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve sanat temalarını odağına alarak, Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadın girişimcileri ve üreticileri bir araya getirdi.

Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, toplumsal büyümenin öncüsü olarak, kadınların ekonomik paylarını artırmalarını sağladı ve onların gelecekte özgür kalmalarını teşvik etti.



Zirvenin Açılışı ve Konuşmacılar

Kadınların girişimcilik alanında daha fazla görünürlük kazanmaya ve ödüllendirilmeye zemin hazırlayan, Zirve,  YAPDER Başkanı Celal Toprak ve Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Başkanı Senur Akın Biçer’in açılış konuşmalarıyla başladı. Celal Toprak, kadın girişimciliğinin ülke ve dünya için önemine değinerek, zirvenin kadınların başarılarına katkı sağlama misyonuna vurgu yaptı.

YAPDER Başkanı Celal Toprak, kadınların toplumsal gelişimdeki kilit rolüne vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:

"Kadın girişimcilerin kolektif emeği, ülkemizi ve dünyayı farklılaştıracak. Bu zirve, deprem bölgesindeki kadın üreticilerin çalışmalarına da ışık tutuyor. Güvenilir ürün platformu ile kadınlarımızın üretimle olan bağını güçlendirmek için çalışıyoruz."



Senur Akın Biçer ise kadınların güvenilirlik hissiyle daha üretken hale geldiklerini belirterek, girişimcilikte sanatı ve sosyal etkiyi birleştirmenin önemini dile getirdi.

Zirve Başkanı Senur Akın Biçer kadın erkek eşitliği ve sanatın toplum üzerindeki etkisine dikkat çekti:

"Kadınlar kendilerini güvende hissettiklerinde daha üretken oluyor ve bulundukları alanları zenginleştiriyor. Sanat, hayatı anlamlandıran bir araç ve kadınların ekonomik alandaki başarıları toplumun ilerlemesine büyük katkı sağlıyor."

Bu zirve, kadın girişimcilerin güçlenmesi ve iş dünyasında daha fazla yer alması için bir platform oluşturarak, hem ilham kaynağı oldu hem de önemli iş bağlantıları sağladı.

Zirve, panel tartışmaları, networking fırsatları ile dolu bir program sundu.



Üç Panelde, Kadın Girişimciliği Ele Alındı

Zirvede düzenlenen üç panel, kadın girişimciliğini farklı açılardan ele aldı: Alanında uzman konuşmacıların ve başarılı girişimcilerin bir araya gelmesiyle katılımcılara eşsiz bir deneyim sunan birinci oturum;

 “Güvenilir Yarınlar İçin Güvenilir Toplumu İnşa Edebilmek”

Moderatör: İstanbul Akvaryum Kompleksi Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Çapanoğlu.

Panelistler: İş Bankası Tarım Bankacılığı Birim Müdürü Çiğdem Çakmak Yurdagel, Alyalina Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Nazan Eke, Kagidem Genel Koordinatörü Nihal Sabak.

Farklı sektörlerden gelen kadınların hikayeleri, zorlukları aşma yolları ve başarıları, katılımcılara motivasyon sağlarken, her bir konuşma, kadınların girişimcilik ekosistemindeki yerlerini pekiştirmek için sağladıkları katkıları ve potansiyeli gözler önüne serdi.

Sadece bir organizasyon değil, aynı zamanda bir hareket olan. Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesinin ikinci oturumu;



“İlmek İlmek Dokunan Hikayeler”

Moderatör: Ünlü dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu

Panelistler: Kültür Bakanlığı Tamzara Dokuma Sanatçısı Hatice Çağçağ, Ekodoku Kooperatif Kurucu Ortağı ve Başkanı Esra Üzel Yüncüler, Dokumacı Nevruz Köyü Kadınlarından Ayşenur Can.

Kadınların iş dünyasında daha görünür hale gelmesi ve fikir alışverişi yapması açısından son derece önemli olan, bu zirvenin üçüncü oturumu



“Tarladan Finansa Kadının Gücü”

Moderatör: Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder

Panelistler: Hepsiburada Sürdürülebilirlik ve Sosyal Etki Yöneticisi Mana Posacı, Pasha Yatırım Genel Müdür Vekili Hale Yıldırım, Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucu Ortağı Münteha Adalı.

Sanat ve Girişimcilik El Ele

Bu yılın temalarından biri olan sanat, etkinlik boyunca öne çıktı. Panel ve sergilerde, kadın girişimcilerin üretimlerini sanatsal bir perspektifle nasıl dönüştürdükleri paylaşıldı.



Deprem Bölgesi Kadın Kooperatiflerine Destek

Zirvede ayrıca, deprem bölgesinde faaliyet gösteren kadın kooperatiflerinin çalışmalarına da dikkat çekildi. Katılımcılar, bölgedeki üretim faaliyetlerini tanıtmak ve desteklemek amacıyla kurulan stantları ziyaret etme fırsatı buldu.

Kadın girişimciliğini desteklemek ve farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen zirve, kadınların toplumdaki etkisini güçlendirmeyi hedefleyen kolektif bir platform sunarak büyük bir başarıya imza attı.



Kadınların Başarıları Ödüllendirildi

Zirvede, toplumsal gelişime katkı sağlayan girişimci kadınlara ödüller takdim edildi. Ödül alan kadınların başarı hikayeleri, diğer girişimcilere ilham kaynağı oldu.

Ödül alan Kadın Girişimcilerden biride değerli iş insan, İTO 17. Restoran, Yiyecek ve İçecek sektörünü temsil eden komite Başkanı Ebru  Koralı oldu.



TURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) kurucularından ve yönetim kurulu üyesi, Ebru Koralı’ 273 kişilik meclisin 8 kadın meclis üyesinden biri. Ebru Koralı 1995 yılından bu yana İstanbul gastronomi ve eğlence dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Hayal Kahvesi Çubuklu, Yalı 77, Sade Gastronomy & Film markaları, yarattığı festival ve etkinliklerle tanınmaktadır. Şimdide Beykoz Acarkentde bulunan Ful Bistro İşetme Sahibi Ebru Koralı ödül aldıktan sonra, İTO Ocak ayı Meclis Toplantısına katıldı. Bizde Meclis fuayesinde kendisini ödülü ile görüntüledik.



Kadınların girişimcilikteki rolünü güçlendirme çabası, toplumun her kesiminde yankı bulmalı ve bu tür zirvelerin sayısı artarak devam etmelidir. bu zirve, kadın girişimcilerin gelecekteki başarıları için umut verici bir adım olarak hafızalarda yer edindi.

yilmazparlar@yahoo.com


17 Aralık 2024 Salı

Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı-Yılmaz Parlar

   


  Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı

Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi Tanıtıldı

Zafer Partisi Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral öncülüğünde hazırlanan “Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi” programı, 17 Aralık 2024 Salı günü Barcelo İstanbul Hotel’de düzenlenen görkemli bir toplantı ile tanıtıldı. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinden çıkış yolu olarak sunulan bu program, somut adımları ve planlı kalkınma vizyonuyla dikkat çekti.



Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile Başlayan Tarihi Toplantı

Fenomen bir yaklaşımla toplantı, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Bu anlamlı başlangıç, katılımcılardan büyük takdir topladı.

Sunuculuğu Elvan Ersoy’un üssetlendiği toplantıda Ersoy, şu ifadeleri kullandı: “Hazırlanan ekonomik program, ülkemizin geleceğine ışık tutacak somut adımlar içermektedir. Şimdi, Türkiye’yi hak ettiği ekonomik gücüne kavuşturacak vizyonu ve kararlılığıyla Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı alkışlarınızla kürsüye davet ediyorum.”



Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Milli Ekonomi ile Krizden Çıkışı Sağlayacağız”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, toplantıda yaptığı etkili konuşmasında şunları belirtti;

"Dünya, 1970’lerin sonunda küreselleşme sürecine girdi. Ancak 2008 finansal krizinden sonra milli devletlerin ve pazarların önemli bir rol oynamaya başladığını gördük. Korona krizinde bu süreç daha da hızlandı ve milli devletler ekonomide kaybettikleri yetkileri geri kazandılar”.



Prof. Dr. Ümit Özdağ, küreselleşmenin beklenmedik etkilerini de değerlendirdi ve şunları ekledi;

"Neoliberal politikalar, Türkiye’yi ve dünyadaki birçok ülkeyi çıkmaza sürükledi. Bugün hala hem iktidar hem muhalefet partilerinin ekonomi programları bu çerçeveye dayanmaktadır. Zafer Partisi olarak bizler, bu çıkmazdan çıkış yolu sunuyoruz. Sayın Bartu Soral ve ekonomi heyetimizin hazırladığı bu program, Türkiye’nin 21. yüzyılın başarılı ekonomilerinden biri olması için gerekli parametreleri ortaya koyuyor.”

Prof. Dr. Özdağ, Zafer Partisi’nin gelecekte ekonominin yanı sıra sığınmacı sorununa, uyuşturucu ve yasa dışı bahisle mücadele programlarına ve sağlık sistemine yönelik stratejilerini de ardı ardına açıklayacaklarını vurguladı.



Bartu Soral, “Planlı Kalkınma ile Ekonomik Bağımsızlığın Yolunu Çizeceğiz”

Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral, 45 dakikalık detaylı sunumunda Zafer Ekonomisi’nin özüne dair önemli bilgiler paylaştı. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik çıkmazdan çıkıp kalkınma yoluna girmesi için önerilen politikaları şu başlıklar altında anlattı:

Küreselleşmenin Değerlendirilmesi: Diğer ülkelerin küreselleşme sürecinde izledikleri başarılı stratejilerin analiz edilmesi.

Milli Ekonomi Vizyonu, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak planlı kalkınma adımları.

Sanayi ve Tarımda Yerli Üretim, İthalata dayalı ekonomik modelin yerine, yerli üretime dayalı, sürdürülebilir bir sanayi ve tarım modeli.

Adil Gelir Dağılımı, Toplumsal refahı artıracak ekonomik politikalar.

Zafer Ekonomisi, Türkiye’nin Aydınlık Geleceği



Bartu Soral, Küreselleşmenin 40 Yılı ve Türkiye’nin Ekonomik Yolu

Bartu Soral, son 40 yılda küreselleşme ile dünyaya hakim olan sektörleri, uygulanan politikaların başarı ve başarısızlıklarını ele aldı. Küresel ekonomide petrol, doğalgaz gibi geleneksel sektörlerin yerini bilgi teknolojileri, yazılım altyapısı, yarı iletkenler ve kimya endüstrisi aldı. Sektörler, dünya çapında 15 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşırken, teknoloji devlerinin piyasa değerleri rekor seviyelere yükseldi.

Özellikle ARGE yatırımları bu başarının anahtarı oldu. Teknoloji şirketleri yıllık gelirlerinin %20-23'ünü ARGE'ye ayırarak yenilikçi büyümeyi sürdürdü. Türkiye’de ise 2023 yılı toplam ARGE harcaması, küresel devlerin tek bir şirketinin harcamasının dahi altında kaldı.



Bartu Soral, yüksek teknoloji ihracatında dünya sıralamasında Türkiye’nin geride kaldığını vurguladı. İlk sırada Çin yer alırken, Almanya ve ABD takip etti. Türkiye, toplam ihracatında yüksek teknoloji ürünlerinin payını %2’de tutarak 35. sırada yer aldı. Son 23 yılda Türkiye’nin 1,8 trilyon dolarlık dış ticaret açığı verdiğini belirten Soral, bunun ülkenin dış borçlanma ihtiyacını artırdığına dikkat çekti.

Soral, küresel ekonomik dönüşümün sunduğu fırsatları değerlendirmek için Türkiye’nin bilgi teknolojileri ve yüksek teknoloji alanında stratejik hamleler yapması gerektiğini belirtti. Bu hamlelerin, sürdürülebilir büyüme ve dış ticaret dengesini sağlamak adına kritik olduğunu vurguladı.



Enerji Bağımlılığı ve Küresel Teknoloji Rekabetinde Türkiye’nin Yeri

Bartu Soral, Türkiye'nin enerji bağımlılığı ve küresel rekabetteki konumunu ele alarak, ülkenin kalkınma hedefleri için stratejik hamleler yapması gerektiğini vurguladı.

Soral, Türkiye'nin petrol, doğal gaz ve ithal kömüre dayalı enerji politikalarının sürdürülemez olduğunu belirtti. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara dikkat çekerek, Türkiye'nin ucuz ve yerli enerji üretimi ile sanayileşmeyi başarmak zorunda olduğunun altını çizdi.



Öne Çıkan Veriler;

Güneş Enerjisi, Dünyada yıllık büyüme oranı %42'ye ulaştı. Kurulu güç açısından Çin açık ara liderken, Türkiye'nin güneş enerjisinden elektrik üretimi sadece 13.000 MW ile geride kalmış durumda.

Rüzgar Enerjisi, Pek çok ülke yenilenebilir enerjiyi sanayinin temel enerji kaynağı haline getirirken, Türkiye bu alanda da atılım yapmakta geç kalıyor.

Kritik Noktalar;

Yüksek Teknoloji Üretimi, Dünyanın en büyük sektörleri olan yarı iletkenler, mikroçipler ve bilgi teknolojilerinde küresel hakimiyet için nadir toprak elementleri kritik öneme sahip. Çin, bu alanda dünya üretiminin büyük kısmını elinde bulunduruyor.



Kimya Sanayi ve Petrokimya, Türkiye yılda 30 milyar dolar harcayarak petrokimya ürünlerini ithal ediyor. Soral, Türkiye'nin ağır sanayi kapsamında entegre bir petrokimya tesisi kurarak bu bağımlılığı azaltması gerektiğini belirtti.

Sanayi Gelişimi, Çin'in çelik üretimindeki payı 1967'de %2.8 iken, 2023'te %54'e yükseldi. Buna karşılık Batı ülkelerinin payı %17'ye geriledi. Türkiye'nin çelik ve ağır sanayide atılım yapması, kalkınma için elzem.

Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik ve sanayi gelişimine dair önemli tespitlerde bulundu:



Enerji Krizi ve Üretim Maliyetleri
Ukrayna savaşı nedeniyle ABD’den pahalı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı, Almanya dahil birçok ülkede üretim maliyetlerini artırdı. Bu durum Türkiye gibi ülkeler için üretim rekabetini zorlaştırıyor. Soral, Türkiye’nin ağır sanayide ilerlemesi için kamu-özel sektör ortaklığına ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

Teknolojik Kalkınmanın Önemi
Soral, Türkiye’nin sanayi ve teknolojide geri kalmaması için planlı bir kalkınma modeline geçilmesi gerektiğini ifade etti. Atatürk’ün 1930-38 arasında 44 fabrika kurarak ekonomik bağımsızlığı sağladığını hatırlatan Soral, bugün de benzer bir devlet müdahalesinin şart olduğunu söyledi. Almanya’nın tersane şirketini kamulaştırma kararı örnek gösterildi.



Eğitimdeki Geri Kalma ve Bilimsel Üretim Eksikliği

Dünya sıralamasında en iyi 100 üniversite arasında Türkiye’den hiçbir üniversitenin yer almadığını, bunun kalkınma için ciddi bir engel olduğunu belirtti.

Uluslararası öğrenci başarı sınavlarında Türkiye’nin matematik ve temel bilimlerde 36. sırada olduğunu vurguladı. İmam hatip okullarının yaygınlaşmasının bilimsel gelişimi desteklemediğini söyledi.

Son 20 yılda yüksek etkili bilimsel makale üretiminde Türkiye’nin geri sıralarda kaldığına dikkat çekti.



Küresel Rekabet ve Eğitim-Şirket Bağlantısı
Dünya’nın en güçlü 500 şirketinin büyük çoğunluğunun ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden çıktığını ifade eden Soral, eğitimde ve teknolojide gelişmiş ülkelerin bu başarıyı sağladığını belirtti. Türkiye’den sadece 1 şirketin bu listede yer aldığına dikkat çekti.

Bartu Soral’ın Türkiye’nin Kalkınma Vizyonu Üzerine Açıklamaları

Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için planlı, üretim odaklı bir modele geçişin zorunlu olduğunu vurguladı. Küresel rekabette başarılı olmak için kamu ve özel sektörün iş birliğiyle büyük şirketler oluşturulması gerektiğini ifade etti. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik politikasının sıcak para girişine dayalı olduğunu belirterek, bunun uzun vadede üretime katkı sağlamadığını dile getirdi.

Temel Noktalar;

Planlı Ekonomi ve DPT’nin Geri Dönüşü, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadeli planlama geleneğine geri dönmesi gerektiğini söyleyen Soral, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) yeniden kurulmasının önemini vurguladı. Planlamanın, sanayileşen ülkelerin başarı anahtarı olduğunu belirtti.

Marmara Bölgesi Ağırlığı, Türkiye’de sanayi ve ekonomik faaliyetlerin Marmara Bölgesi’ne yoğunlaştığını dile getiren Soral, bu bölgenin ülke ihracatının %64’ünü gerçekleştirdiğini ve kurumlar vergisinin %71’inin buradan ödendiğini ifade etti. Diğer bölgelerdeki dengesiz gelişime dikkat çekti.

Büyük Şirketler ve Rekabet, Küresel rekabete girebilmek için güçlü şirketlerin ve kamu-özel sektör ortaklıklarının zorunlu olduğunu belirtti. “Batı sermayesiyle rekabet ancak planlı ve dev yatırımlarla mümkündür,” dedi.

Beyin Göçü Tehlikesi, Soral, Türkiye’nin nitelikli gençlerini yurt dışına kaptırdığını, buna karşın niteliksiz göçmenlerin ülkeye doldurulduğunu söyleyerek bu durumun ekonomik ve güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Bartu Soral, Türkiye’nin planlı ekonomiyle geleceğini yeniden inşa etmesi gerektiğini ve sanayi yatırımlarının ülke geneline yayılmasının elzem olduğunu sözlerine ekledi.

Bartu Soral Türkiye'nin bölgesel kalkınma modeline duyduğu ihtiyaç ve tarım ile sanayinin ülke geneline yayılması gerektiği üzerineydi.

 “Türkiye’nin Bölgesel Kalkınmaya İhtiyacı Var”

Ekonomist Bartu Soral, Türkiye’nin mevcut tarım ve sanayi yapısında dengesizlik olduğuna dikkat çekerek, bölgesel kalkınmanın kaçınılmaz olduğunu belirtti. Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi geniş alanların üretime yeterince katkı sağlamadığını ifade eden Soral, şu verileri paylaştı:

Karadeniz bölgesinde 3 milyon 250 bin hektarlık tarım alanı olmasına rağmen tarım üretimine katkı yalnızca %5.

Doğu Anadolu’nun yüzölçümü Türkiye’nin önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen, ödenen kurumlar vergisi %1'in altında ve ihracata katkısı %1,65 seviyesinde.

Bu tabloyu “Türkiye’nin üretim ve sanayide tek bir bölgeye, İstanbul ve Marmara Bölgesi’ne sıkışmış olması” olarak tanımlayan Soral, ülke genelinde tarım üretim merkezleri ve bölgesel sanayi yapılanmalarının oluşturulmasını önerdi.

Tarım Alanında Öneriler,

Verimlilik Haritaları, Türkiye’nin hangi bölgede hangi tarım ürününün daha verimli yetiştirileceğini belirleyecek haritaların hazırlanması.

Tarım Merkezleri, Sosyal konutlar, eğitim kurumları, tarım meslek liseleri ve sağlık hizmetlerinin bulunduğu, gençleri kırsalda tutacak tarım merkezlerinin inşası.

Sözleşmeli Tarım, Gençlere ektikleri ürünün alım garantisinin verilmesiyle sürdürülebilir tarım planlaması.

Sanayi Alanında Öneriler:
Soral, Marmara Bölgesi’ne sıkışan sanayinin, Türkiye’nin diğer bölgelerine yayılmasının şart olduğunu söyledi ve bu doğrultuda 4 bölge, 4 deniz odaklı bir sanayi yapılanması modeli sundu.

Sanayi Bölgeleri, Limanlar etrafında organize edilen ve bölgenin avantajlarına göre planlanacak sanayi merkezleri.

Örneğin: Ankara, Kırıkkale, Karabük, Bartın gibi iller yeni sanayi yapılanmalarının merkezleri olacak.

Bartu Soral, genç nüfusun tarım ve sanayide istihdam edilmesi gerektiğini vurgulayarak, mevcut ekonomik dengesizliğin çözümünün bölgesel kalkınma ve tarım merkezlerinin inşası ile mümkün olacağını belirtti.

Bartu Soral'ın İstanbul ve Türkiye İçin Önemli Çözüm Önerileri

İstanbul'un Mevcut Durumu ve Çözüm Önerileri;
Bartu Soral, İstanbul’un karşı karşıya olduğu nüfus yoğunluğu ve deprem riskine dikkat çekerek şehri sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmanın aciliyetini vurguladı. İstanbul’da kilometrekare başına düşen nüfusun 3.013 kişi olduğuna dikkat çeken Soral, şehirdeki 3,5 milyon eski binanın deprem riski taşıdığını belirtti.

Soral, çözümün İstanbul’dan tersine göçü teşvik ederek nüfusu 5 yıl içinde 10 milyona düşürmek olduğunu ifade etti. Bunun için bölgesel kalkınma hedeflenmeli, İstanbul kültür, sanat ve turizm merkezi haline getirilmelidir. Şehrin tarihi ve kültürel eserlerinin restore edilip dünyaya tanıtılması gerektiğini söyleyen Soral, İstanbul’un uluslararası akademisyenler ve araştırmacılar için cazip bir merkeze dönüşebileceğini belirtti.

Eğitim Reformu ve Teknoloji Gelişimi,
Bartu Soral, eğitim sisteminde köklü reformlar yapılması gerektiğini belirtti. Eğitim önerileri:

Kamu eğitim sistemi ücretsiz ve kaliteli hale getirilmeli.

Okul öncesi eğitim 3 yaşında başlamalı, doğayla iç içe bir model benimsenmeli.

14 yaşında gençlerin meslek liseleri veya akademik yönlendirmeleri belirlenmeli.

Anadolu Liseleri yeniden yaygınlaştırılmalı.

Devlet üniversitelerinin kalitesi artırılmalı; verimsiz üniversiteler meslek yüksekokullarına dönüştürülmeli.

Türkiye'nin Teknolojik Geleceği:
Soral, Türkiye'nin küresel rekabette öne çıkabilmesi için dört stratejik alanda yoğunlaşması gerektiğini vurguladı:

Bilgi Teknolojileri ve Yapay Zeka,

Havacılık, Savunma ve Uzay Sanayisi,

Biyoteknoloji ve Tarım Teknolojileri,

Modern Mühendislik ve Üretim Teknolojileri.

Bu hedefler doğrultusunda Ankara’da Ulusal Teknoloji Gelişim Merkezi kurulacağını, bu merkezin araştırma üniversiteleri ile koordinasyon içinde çalışarak sanayi ve özel sektöre yeni teknolojik çözümler sunacağını açıkladı.

Bartu Soral, İstanbul ve Türkiye için bu projelerin hayata geçirilmesinin ülkeyi geleceğe taşıyacağını belirtti.

yilmazparlar@yahoo.com