1 Eylül 2013 Pazar

ASKON KUR KONFERANSI

HABER/YILMAZ PARLAR


ASKON DÖVİZ KURUNU KONFERANSLA DEĞERLENDİRDİ
 
ASKON 30 Agustos 2013 tarihinde, Cevizlibağ kendi idare yerinde  İktisatçı-Yazar Hikmet Baydar tarafından sunulan Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı,"Döviz kurlarının reel sektörlere etkileri" konulu konferans düzenledi.
 

Hikmet Baydar, "Kur fırtınasının bu noktalara geleceği 21 Ağustos günü belliydi. Merkez Bankası'ndaki uzmanların hiç birisinin bu konuda önlem almaması gerçekten düşündürücü"    

 
İktisatçı-Yazar Hikmet Baydar Kur hareketlerinin reel sektöre yansımalarını doğru okuyabilmek için öncelikle şirketlerin bilançolarını, varlıklarını ve ödeme dengelerini iyi analiz etmek gerektiğini belirterek, öncelikle şirket blanco defterinden örneklemelerle son günlerde istikrarsız bir tablo çizen döviz kurlarının reel sektöre etkilerini sebeblerini çözümleri izah etti.

Konferansın açılış konuşmasında Genel başkan yardımcısı,Sıtkı Abdullahoğlu, Türkiye'deki firmalar  üretimle, imalatla, ihracatla ilgili beceriler kazandılar ancak



 ileri ülkelerin tekniklerine ulaşamadılar. Diyerek  "Dünya ekonomisini takip etmek zorunda olan reel sektör, sanal ekonomiyi de izlemek zorunda. Döviz kurlarını okuyabilmek ve bunu firmalarımıza yansıtabilmek çok önemli, bu okumayı sağlamak için ciddi şekilde piyasayı analiz etmek durumundayız" dedi.

İktisatçı-Yazar Hikmet Baydar, "  Meydana gelen kur hareketlerinin çok ince bir şekilde analiz edilmesi gerekir..Bu hareketler dünyanın her tarafında meydana gelebiliyor. Uluslararası para patronları, küresel sermaye sahipleri ve kur spekülatörleri bunları organize ediyorlar. Biz bu adamların romantik davranmadığını, esnek davranmadığını biliyoruz. Nerede bir açık görürlerse, oraya damlarlar ve paralarına para kazandıracak ayak oyunlarını yaparlar. Milliyetçi davranmamıza gerek yok " dedi.



Baydar " Türkiye'de şu anda reel sektörün 162 milyar dolar borcu olduğunu, 2010 da tablonun bozulmaya başladığını, şu anda 21.7 milyar dolar reel sektörün kısa vadeli borcu bulunduğunu hatırlatan Baydar, "Firmalar ya döviz kredisi kullanacak, ya ihracat yapıp döviz girdisi sağlayacak. ya da kurun yükselmesinin spekülatörlerinden borç alacaklar. Dövizlerin yükselmesi bir şirket için iyi midir, kötü müdür?

Şirketlerini yönetenler her şeyiyle bunu yapabilmeliler. Alacaklarıyla verecekleriyle, stoklarıyla, kredileriyle bunu sağlamalılar. Dövizin inmesi veya çıkması, farklı pozisyonlarda olan iki şirket içinde farklı durumlar arz edebilir. Bir şirket için dövizin düşmesi iyi olabilirken, diğer şirket içinse kötü bir pozisyon sergileyebilir.



 Eğer dolar düşükken vadeli almışsan, dolar yükseldiği zaman elbette bu sizi kötü şekilde etkileyecektir. Satıcı politikası, kredi politikasını iyi yönetemeyen şirketler stok politikasını da iyi yönetemezler. Peşin satıyorsanız, vadeli alıyorsanız, cebinizde hep para olur. Vadeli satıyorsanız, peşin alıyorsanız ise her zaman açıksınızdır. Hedefi olmayan firmaların, ne kadar para tutması ne kadar stok tutması gerektiği belli olmaz"  

 Konferans sonunda ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, İktisatçı-Yazar Hikmet Baydar’a hatıra bir tabak hediye etmesiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

28 Temmuz 2013 Pazar

EGD -CHP BAŞKANI KILIÇTAROĞLU İFTARDA BULUŞTU-YILMAZ PARLAR


EGD -CHP BAŞKANI KILIÇTAROĞLU

İFTARDA BULUŞTU



26 Temmuz 2013 tarihli Türkiye gazeteciler Cemiyeti lokalinde buluşan Ekonomi Gazeteciler Derneği gazetecileri ve CHP Başkanı Kemal Kılıçtaroglu gazetecilerin sorularını cevapladı.Moderatörlüğünü EGD Başkanı ve Cem TV Cem medya Grup Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı toplantıda tüm sorular yanıt buldu. Kılıçtaroğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu.






Kılıçtaroğlu açıklamaların sonucunu Başbakanın tüm eylemleri ve söylemleri diktatör rejim temeline dayanmakta olduğunu Hitler idaresindeki icraat yapılan işler uygulamaları ile aynısı olduğunu benzerlikleri dile getirdi.



Soruları konularına göre gruplandıran EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak ilk soru grubunu Gezi Parkı eylemleri oluşturdu..


Gezi Parkıeylemleri ile iliştirilen Koç grubuna ait TÜPRAŞ'ta yapılan incelemeleri sorusuna yönelik, CHP Genel BaşkanıKılıçdaroğlu "Bu denetimler objektif olmalı ‘ben istediğimi denetlerim’diyerek bu iş yapılmaz. TÜPRAŞ'ta yapılan Sayın Başbakanın ‘hesabını verecekler’söyleminden sonra gündeme gelen bir incelemedir. İş dünyasına gözdağı vermek istiyorsa bu çok vahim” dedi.


Yine Gezi parkıolaylarında ölen ve yaralananların suçlusu henüz bulunumadı. Elinde karanfille Taksim’e çıkanlar hapiste. Dünyada bir çok aydın ve sanatçının hükümeti eleştirmektedir. Başbakan bunlara sözde sanatcı demektedir. Bununla ilgili fıkra paylaşan Kılıçtaroğlu sanatcının büyüklüğünü vurgularken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı söylemlerine cevap vermek bile istemediğini, ona en güzel cevabı psikologlar vermesi gerektiğini dile getirdi.


Yine komşular ile ilgili yaşanan gerginliklere, Suriye'nin kuzeyindeki oluşumun tehdit olarak görülüp görülmedi sorusu karşısında Kılıçdaroğlu "Biz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız ve Türkiye'nin ve hükümetin bu konuda ortak bir politika izlemesi gerektiğine inanıyoruz. Suriye konusunda yanlış politika izlenmiştir. Suriye'de dünya dengelerinin Türkiye tarafından iyi okunamadı. Siz dünya dengelerini okumadan Suriye'ye bodoslama girerseniz, Suudi Arabistan'dan Katar'dan para gelecek, radikal grupları alacağım Türkiye'de eğiteceğim, cebine para koyacağım, göndereceğim Suriye'ye Esad'ıdevirecekler. Hani cuma namazı kılacaktın Suriye'de ne oldu? İki haftalık ömrü kalmıştı ne oldu? Dengeleri iyi okumanız gerekiyor. Dışişleri Bakanı, bana şu örneği verebilir misiniz acaba? Bugüne kadar Türkiye'yi bu kadar dış politikada açmaza sokan başka bir Dışişleri Bakanı geldi mi? Her alanda açmaz içindeyiz, ayakları yere basmıyor. Dünyaya nizam vermeye çalışıyor. Bir ara Rusya'yı dize getirecekti... Allah akıl fikir versin. Bütün Ortadoğu Türkiye'ye düşman Hani biz Ortadoğu'da ağabeylik yapıyorduk, herkes bize danışıyordu? Şimdi aman ha Türkiye gelmesin noktasına gelindi. Suriye konusunda, Türkiye izlediği politikalar ile hazırlanan bir tuzağa düştü. Suriye'nin birliğinden bütünlüğünden söz edecekken şimdi Suriye'nin parçalanmasından söz ediyoruz. İlk kez Suriye'nin kuzeyi lafını kullanan Başbakandır. Ben kendisini eleştirmiştim. Şimdi Suriye'nin kuzeyini artık hepimiz konuşuyoruz. Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) yöneticilerinin buraya getirilmesi, şu veya bu şekilde onlara bir şeyler söylenmesi, akan suyun önüne barajı koysanız bile o artık durmaz. İzlediğiniz politikanın bedelini size ödetecekler. Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse oturup o ülkenin dış politikasını sorgulamanız gerekiyor. Hem oyun kurucuyum diyeceksin hem oyuncak haline geleceksin..."

dedi.


Üçüncü köprü Ülker Grubu'nun almış olduğu arazilerin değer görmesi sorusuna


Ülker Grubu'nun almasında değil, sorun Ülker Grubu'na burayla ilgili projenin önceden haber verilmesinde..."
Merkez Bankası faiz politikaları hakkında “Merkez Bankası en büyük zaafı,özgürlüğünü ve özerkliğini kaybetti. Faiz ile ilgili kararı Dolmabahçe'de Başbakanla görüştükten sonra aldı. Bu Merkez Bankası'nın özerkliğine gölge düşürdü. Artık bütün dünya biliyor ki bu banka özerk bir banka değil. Siyasi otoritenin beklenti ve arzularına göre karar veriyor. Faiz lobisine gelince, dünyanın en yüksek faizini veriyorsunuz, o da gelir. Başbakan reel faiz sıfır olacak demişti. Siz hiç bir iktisat kitabında böyle birşey duydunuz mu? Ekonomi ayrı şey, ekonomiyi yönetmek ayrı"



TMSF hakkında yorumu "Servet Aktarma Kurumuİstediğinin mal varlığına el koyuyorsunuz, istediğiniz kişiye bunu satabiliyorsunuz. TMSF'nin şu anda üstlendiği rol bu... Bu bir medya kuruluşuda olabilir, sanayi kuruluşu da olabilir, turizm kuruluşu da olabilir. TMSF'nin de hesapları şu ana kadar sağlıklı denetlenmiş değil"



Başbakanın Kredi kartlarını kullanmayın sözüne ilişkin "Şu bankadan paranız çekin bu bankaya yatırın’ demek suçtur. Ancak hiç bir savcı harekete geçmemiştir.

Kredi kartlarını kullanmayın diyenlerin cepleri kredi kartı ile doludur. Kayıt dışı ekonomidenşikayet edip kredi kartı kullanmayın diyor. Bu ekonomiyi ve bankacılığıbilmemektir” dedi.


“İran’a bir davet aldınız mı? Türkiye’nin dış politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?”şeklindeki soruya ise “İran’la ilgili bir davet aldım ve gideceğim. Hükümetin komşularla ilişkisi sıfır sorun diye başladı. Şimdi barış içinde yaşadığımız hiçbir komşumuz yok. İzledikleri politika Türkiye’yi tuzağın içine soktu. Bu dış politika ile Türkiye’nin yol alacağını sanmıyorum. Bu politika nedeniyle Türkiye, dünyada ve Ortadoğu’da yalnızlaştı. Bu nasıl telafi edilir? Çok zor ” diye cevap verdi.


Kılıçdaroğlu, yerel seçimler ve seçim yasasıyla ilgili soru üzerine, seçim yasasının 12 Eylül’ün ürünü olduğunu belirterek, “Millet kendi vekillerini seçmeli. Lider sultası sona ersin. Bu sona ererse yasama organı bir liderin iki dudağı arasında çalışmaz zaten sorunumuz burada. Seçim yasasının değişmesi lazım” dedi.


Basın özgürlüğü kavramını nasıl tanımlarsınız? sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, “Basın özgürlüğü basının rahat çalışacağıortamı yaratmakla başlar. Basının kendi yarattığı etik değerlere saygıduyulmalı. Basın çalışanlarının sendikalı olması lazım. Medya patronlarının kamu ihalelerine girmeleri yasaklanmalı. Bu dört kuralı uygularsak medyanın özgürlüğünü sağlarız. Medya patronluğu bir kamu görevidir, devletle ilişkilerinin olmaması lazım. Biz de ne oluyor? Gazeten varsa devletten ihale alıyorsun yoksa alamıyorsun. Bu doğru bir süreç değil.”


CHP ve MHP ittifakı söz konusu mu? şeklindeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, “Böyle bir anlaşma yok. Neden tartışılıyor ben de anlamıyorum. Herhangi bir pazarlık ve görüşme söz konusu değil biz de gazetelerden hayretle okuyoruz” dedi.


Kılıçdaroğlu Mustafa Sarıgül ve CHP ilişkisinin ne durumda olduğu sorusu karşısında da "Her gittiğim yerde soruyorlar. Hiç bir ilişkimiz yok. Biz ,ilişkiyi sizden öğreniyoruz. Sayın Sarıgül bir belediye başkanı, kendine göre başarılıbir belediye başkanı. Partimize üye olmak istediği zaman gelir üye olur, biz hiç bir zaman 'Niye partimize geldin, niye üye oldun diye bir sınırlama da getirmiş değiliz" yanıtını verdi.


Kılıçdaroğlu, cemevlerinin ibadethane olmasına ilişkin de, "Kişilerin inancıyla oynamak ve bunun üzerine yorum yapmak doğru bir şey değil. Başbakan'ın söylediği 'Reyhanlı'da 52 sunni vatandaşımız hayatını kaybetti' cümlesi utanılacak birşey... Bu bölücülüktür, yazıktır günahtır. Başbakan olarak niye toplumu bölüyorsun? Alevilere yönelik CHP'nin politikası kapsamında biz cemevlerinin ibadethane olmasını istiyoruz. Bununla ilgili kanun teklifimizi iki üç kere verdik. AK Parti bunu reddetti. İbadetin yeri olmaz.İnsanoğlu nerede ibadet etmek istiyorsa orada ibadetini yapsın. Cemevinde, camide, medresede, evinde nerede isterse orada yapsın. İnanç siyasetin konusu değil" diye konuştu.


Aile sigortasıdışında güzel projeleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu projeleri şu an açıklamak istemediğini, gizli tuttuklarını söyledi.



yilmazparlar@yahoo.com

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Uyumsoft, e-fatura entegratörü oldu -Yılmaz Parlar


Uyumsoft, e-fatura entegratörü oldu


Türkiye’nin lider kurumsal iş sistemleri firması Uyumsoft, e-fatura entegratörü oldu.

Uyumsoft, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, entegratör firma olarak onaylanan ilk ve tek ERP firmasıdır. Uyumsoft, işletmelerin mali işler süreçlerinde ve iş sistemlerinde köklü bir değişimi öngören e-fatura sistemine dahil edilmesi süreçlerinde baştan sona refakate hazırdır.

Türkiye ticaretindeki e-dönüşüm projelerini yöneten Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın MERSİS (Merkezi Sicil Kayıt Sistemi) ve ESBİS (Esnaf ve Sanatkarlar Bilgi Sistemi) projelerinin tek yürütücüsü olan Uyumsoft, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da Türkiye’nin ar-ge gücünün takip edildiği Türkiye Ar-Ge portalının tek yürütücüsüdür.


e-faturaya başvuru süresi için son 30 gün


Elektronik fatura sistemine (e-fatura) geçiş için başvuru süresinin 1 Eylül 2013 tarihinde sona ereceğini hatırlatan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Şahin, “Mükelleflerin, 1 Eylül 2013 tarihine kadar e-fatura kullanımı ile ilgili olarak GİB’e başvuru yapmaları gerekirken; entegrasyon çalışmalarını ise 31.12.2013 tarihine kadar tamamlanmışolmaları lazımdır” dedi.

Uyumsoft’un, GİB tarafından entegratör olarak açıklanan ilk ve tek ERP üreticisi olduğunu ifade eden Hüseyin Şahin, şunları söyledi:

“Bilindiği üzere e-fatura, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre, tutulmasızorunlu olan faturaların elektronik ortamda oluşturma, gönderme, saklama, ibraz aşamalarının gerçekleştirildiği ve tarafları arasında dolaşımını güvenli ve sağlıklı bir biçimde sağlamak amacı ile GİB tarafından oluşturulan uygulamanın genel adıdır. Uyumsoft olarak, mükellef işletmelerin e-fatura sürecine dahil olmasında A’dan Z’ye tüm süreci yönetmekteyiz” diye konuştu.


İşletmelerin, e-fatura sistemine dahil edilmesinde baştan sona hazır olunan süreçler:


*e-fatura süreçleri, usul ve esasları doğrultusunda eğitim ve destek hizmetleri,
*GİB e-fatura standartları ile tamamen uyumlu yasal fatura alışverişi,

*Çizelgelenmişgörevler ile otomatik fatura alışverişi,

*Giden/gelen fatura bilgisinin anlık paylaşıldığı web arayüz hizmeti,

*Görsel fatura şablon alternatifleri,

*Çok ofisli/merkezli kurumlar için fatura verilerini birleştirme,

*Fatura verilerinin dijital olarak standartlara uygun şekilde arşivlenmesi ve istenilen durumda anında erişim,
*Tüm aktarımların ve veri hazırlama işlemlerinin kayıt altına alınması,

*Değişen mevzuata göre, sürekli güncelleme, ürün ve hizmetlerin sürekli geliştirilmesi,


E- Faturanın, işletmelere sağladığıavantajlar


*Faturanın en görünür avantajları arasında kâğıt faturadan kurtularak; baskı, yazdırma, posta ve arşiv maliyetlerinin çok büyük ölçüde ortadan kaldırılması mümkündür.

*Tedarik zincirlerindeki iş ve işlem süreçlerinin azaltılması, hızlandırılması yönünden işletmelerin tedarik zincirinin tasarım ve yönetilmesinde kullanılabilecek en önemli araçlardan birisidir.

*e-fatura düzenlemek satıcı için kağıt faturaya göre % 57, alıcı için ise % 62 daha fazla tasarruf sağlamaktadır. (Billentis, 2013)

*Faturaya ilişkin bilgilerin anında kontrolü, doğrulanması ve anlık uyuşmazlık çözümü, anlık ve otomatik veri kaydı ile hata ihtimalinin en aza indirgenmesi; elektronik arşivleme ve fatura bilgilerine sistem sorgusuyla anında erişim sağlanması ise eko-sistem ve paydaşlarına sağladığı diğer faydalardır.


Dünyada, e– Fatura


*AB’de bir önceki yıla göre yaklaşık % 30 civarında artarak, ortalamada % 33 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.

*Dünya genelinde ise e-faturadaki artış oranının % 20’ler civarında gerçekleşmesi beklenmekte olup e-fatura kullanımının 2013 yılında % 5’i aşacağı tahmin ediliyor.

*Özellikle Latin Amerika ülkelerinde kayıt dışı ekonomi ile mücadele ve kaçakçılığı önleme çalışmalarının sonucu olarak e-fatura zorunlu tutulmuştur.

*Ülkemizde ise, e-fatura hacmi bugün binde 5’ler seviyesindedir.
yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2013 Cuma

9‘uncu Kent ve Yaşam Ödülleri -Yılmaz Parlar

CESARETLİ YÜREKLERE
ONUR ÖDÜLÜ

Kısa adı(YAPDER) Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği tarafından Organize edilenEGD Ekonomi Gazeteciler Derneği ve Cem TV Cem Medya Grup Başkanı Celal Toprak, Yayıncı ve Tv Program yapımcısıMehmet Gözcü‘nün birlikte hazırladıkları Cem Radyo’da yayınlanan Kent ve Yaşam programının geleneksel ödüllerinin 9 ncusu yapıldı.

9‘uncu Kent ve Yaşam Ödülleri düzenlenen sade bir törenle sahiplerine verildi.

Kent ve Yaşam Ödüllerinde an anlamlı ödül şüphesiz jürinin açıklamasına göre son toplantılarında aldıkları karar üzerine, canı pahasına yaptıkları Taksim Gezi Parkı Direnişçilerine cesaretli yüreklere verilen jüri özel ödülü onur ödülüydü..

İnsan odaklıolması gereken şehirleşme, yanlış uygulamalar sonucu yaşanırlılığını yitirmiş, geleceği kesinlikle düşünerek hareket etmemiz gerekirken çocuklarımızın yaşamayacağıyerleri inşa etmemiz sonucu hem ekonomik hem sosyal bir kayıp olan süreçe gelmiş olduk.
Kentsel Dönüşüm projelerinin çevre faktörü düşünülerek olması gerekirken, çok katlıbinaların yapımına devam edilerek yeşil alanların yok edilmesi şehirlere değil insanlığa vurulan darbedir.

Yaşanabilir ve Estetik Şehirlertoprağa yakın yaşamalı teması zaman zaman devlet büyükleri tarafından yapılan etkinlerde söylenen ve kelimelere asılan sözler oldu.
Rahat nefes alacak yaşam, halkın özgürlüğü her geçen gün, hem yüreğinden hem yaşam alanından koparılınca geleceği şekillendirecek yaşamın gerçek sahibi halk arzu edilmeyen olaylara maruz kaldı. Direnen halkın simgesi gibi temsilcilerine verilen ödül tüm acılarını unutturdu.

Daha yaşanabilir kentler ve mutlu insanlar sloganıyla yola çıkan program, Doğru işler yapanları takdir etme farkındalığı artırma adına ödül vermektedir.
Sultanahmet-Ahırkapı Armada otelde gerçekleşen ödül gecesinde pek çok, siyasetden, iş dünyasından, akademiden, sanat dünyasından sivil toplum temsilcilerinden ünlü isimler vardı.

9 Kent ve Yaşam Ödül Kategorileri ve Sahipleri
BaşarılıBelediye Başkanı Ödülü (Antalya Büyükşehir Belediyesi)-Başarılı Sivil Toplum Örgütü Ödülü Erzincan Sanayici veİşadamları Derneği Başkanı (ERSİAD) Erzincan Kültür ve Eğitim Vakıfı (EKEV)- Kenti Dönüştürme Ödülü ( Sampaş A.Ş )-Başarı İşadamı Ödülü (Mutlusan Elektrik A.Ş )-Sosyal Sorumluluk Ödülü (PesiCo Türkiye)-Kente Katkı Ödülü (Renault Mais)-Teknoloji Ödülü (Cebit Deutsche Messe )-Eğitime Katkı Ödülü (SabancıÜniversitesi)-Kampanya Ödülü (Şahin Melek Et ve Et Mamülleri Gıda A.Ş )-Kent Projesi Ödülü (Fatih Belediyesi)-Kültür sanat Ödülü Tiyatro ve Sinema sanatçısı Kerem Alışık-Çevre Ödülü ( Mis Group Şirketler Topluluğu)-Medya Ödülü (Artıbir Tv ) Babıali Dergisi-Tüketici Ödülü (A101 Yeni Mağazacılık A.Ş)-Gençlik Ödülü ( Emre Eczacıbaşı)-İnovasyon Ödülü (Muratbey Peynirleri)-Sağlık Ödülü ( Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu )-Jüri Özel Ödülü (Taksim Gezi Parkı )

yilmazparlar@yahoo.com

28 Mayıs 2013 Salı

DHL Global Forwarding, Envirotainer iş birliği ile güvenli soğuk zincir lojistik istasyonlarını genişletiyor.-Yilmaz Parlar


DHL Global Forwarding, Envirotainer iş birliği ile güvenli soğuk zincir lojistik istasyonlarını genişletiyor.

30 yeni DHL Global Forwarding istasyonu

• DHL yıl içinde bu istasyonlara ilave olarak 48 yeni istasyon daha hizmete açacak.

 


Bonn, Mayıs 2013: DHL Global Forwarding, Deutsche Post DHL bünyesindeki hava ve deniz taşımacılığı uzmanı, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Mısır gibi birçok yerde 30 yeni soğuk zincir istasyonu açtı. Soğuk zincir taşımacılığında lojistik çözümlerde dünya lideri Envirotainer (QEP) ile ortak yürütülen bu çalışma, Dubai, Japonya ve Çin gibi büyük istasyonlara QEP ekleyerek devam edecek. Müşterilerine ısıya duyarlı yaşam bilimleri ve sağlık ürünlerine uygun sevkiyat sağlayan şirket, önümüzdeki aylarda QEP Eğitim ve Kalite Programı çerçevesinde 48 istasyon daha açmayı planlıyor.

 


DHL Global Forwarding sıcaklık yönetimi uzmanı LifeConEx CEO'su David Bang konuyla ilgili olarak “Envirotainer, soğuk zincir lojistik çözümleri konusunda dünya lideridir, QEP eğitim ve hava taşımacılığı sektöründe soğuk zincir yönetimi ve kalite düzeylerini artırmak için özel bir kalite programı geliştirmiştir. Program, Parenteral İlaç Birliği (PDA), Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) gibi kuruluşların iyi dağıtım uygulamalarını içerir” şeklinde konuştu.

 

Envirotainer, sıcaklık aralıklarını, ürün sıcaklığını muhafaza etmeyi ve aktif sıcaklık kontrollü hava taşımacılığı konteynerlerini hazırlıyor. +2 - +8°C, +15 - +25°C ve > -20°C gibi hemen hemen her koşulda 10 yıldan uzun süredir çalışan Envirotainer ve DHL, Yaşam Bilimleri ve Sağlık endüstrisi için, aktif soğuk zincir yönetimine özel bir ortaklık kurdu.

 

DHL ve Envirotainer arasındaki bu ortaklık sayesinde, sayıları 120’ye ulaşan Yaşam Bilimleri ve Sağlık tesisleri ile dünyanın birçok yerindeki hastalara ulaşılması sağlanacak.

 

Envirotainer Hakkında

Envirotainer, sağlık ve biyoteknoloji endüstrisi için, güvenli soğuk zincir lojistik çözümleri üreten bir dünya lideridir. Şirket doğrulama, destek ve servis dahil olmak üzere hava taşımacılığı için aktif sıcaklık kontrollü konteyner çözümler üretir ve kiralar. Envirotainer, hava yolu şirketleri ve lojistik ortaklarından oluşan açık, küresel ağ ile faaliyet göstermektedir. Şirket Stockholm - İsveç dışında Lagga Marma ile dünyada yaklaşık 50 ülkede temsil edilmektedir. Envirotainer, şirketin Envirotainer AB tescilli ticari markasıdır. Daha fazla bilgi için; www.envirotainer.com’u ziyaret edin.

 

DHL - Dünya için lojistik şirketi

DHL, lojistik sektöründe küresel pazar lideridir ve "dünyanın lojistik şirketi" dir. DHL uluslararası ekspres, hava ve deniz taşımacılığı, kara ve demiryolu taşımacılığı, kontrat lojistiği ve müşterilerine uluslararası posta hizmetlerinde uzmanlığı taahhüt eder. Bir global ağ şirketi olan DHL, 220'den fazla ülke ve bölgede oluşan ve dünya çapında yaklaşık 285,000 çalışanı ile müşterilerine üstün hizmet kalitesi ve tedarik zinciri ihtiyaçlarını karşılamak için yerel bilgi sunmaktadır. DHL, çevre koruma, afet yönetimi ve eğitimi desteklemektedir.

 

DHL Alman Post DHL parçasıdır. Grup 2012 yılında 55 milyar euro tutarında ciro gerçekleştirmiştir.

 
yilmazparlar@yahoo.com

İstanbul 2nci. Domotex Middle East, Halı ve Zemin Fuarı-Yilmaz


BU FUARDA AYAKLAR YERE SAĞLAM BASACAK”

Domotex Middle East, Halı ve Zemin Fuarı, İstanbul’daki 2. yılında yine uluslararası dev markalara ev sahipliği yapacak.


Bu yıl İstanbul’da ikincisi düzenlenecek olan DOMOTEX Middle East, halı ve zemin dünyasının son trendlerini ziyaretçileriyle buluşturmaya hazırlanıyor.


Geniş ürün yelpazesi ile Türkiye ve Ortadoğu’nun en kapsamlı zemin fuarı olmayı başaran DOMOTEX Middle East 7-10 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçi ve katılımcılara zemin dünyasının kapılarını açacak.





Bu amaçla fuarla ilgili bilgilerin paylaşıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Hannover-Messe International Istanbul Genel Müdürü Alexander K Ü H N E L'in moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda, Hannover-Messe International Istanbul Genel Müdür Yardımcısı Ufuk A L T I N T O P ve IHIB (İstanbul Halı İhracatçıları Birliği) Başkanı İbrahim Y I L M A Z’ ın sunumlarıyer aldı.Toplantıda fuarın 2. yılında ürün yelpazesinin genişlediği, halının yanı sıra, zeminle ilgili her detayın fuarda sergileneceği belirtildi.


Fuarda, ev yapımı ve makine halı, kilim ve paspaslar, dokuma zemin kaplamaları (duvardan duvara), esnek yer döşemeleri, laminat, ahşap ve parke, tekstil makine ve aksesuarları, elyaf, iplik ve dokuma kumaşlar, yapay çim ve spor zeminler, döşeme, temizleme ve uygulama teknolojileri, doğal taş, mermer ve seramik yer karoları ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Ayrıca bu yıl tasarım ağırlıklı ürünler de fuarın odak noktasıolacak.





Alexander Kühnel;“2023 hedefinde, halı sektörünün payının 5.5 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.”

Hannover Messe International İstanbul Genel Müdürü Alexander K Ü H N E L konuşmasında Türkiye’nin, dünyanın 16., Avrupa’nın ise 6.büyük ekonomisi olduğuna değindi.2013 ve 2014 yıllarında yüzde 3.7 büyüme öngörülen Türkiye’nin 2023 hedefinde halısektörünün payının 5.5 milyar dolara ulaşacağının altını çizen K Ü H N E L, bu yıl fuara ilginin yüksek olduğunu belirtti. (2012 yılında ihracat rakamı 2 milyar USD’ye ulaşmıştır)





Fuar, ilklere ev sahipliği yapacak !!

DOMOTEX Middle East, bu yıl da fuarla eş zamanlıdüzenlenecek, konferans ve ticari dernek toplantıları ile, profesyonellerle kapsamlı bilgi alışverişinde bulunma ve çeşitli görüşmeler yapma imkanısağlayacak.




“R+T Fuarı”, ilk kez Domotex’ le eş zamanlı yapılacak

İnşaat şirketleri, mühendislik şirketleri, ticari kurumlar, üreticiler, yükleniciler, distribütörler, acenteler, perakendeciler, toptancılar, mimarlar, iç tasarımcılar, basın ve medya tarafından büyük ilgi göreceği belirtilen R + T Turkey Fuarı, panjur, otomatik kapı-geçiş ve güneşten koruma sistemlerine dair Türkiye’deki tek ve ilk ticari fuar olacak.


Satın alma programlarısürecek !!

Geçtiğimiz yıl başlatılan ve başarı ile gerçekleştirilen “Satın Almacı” programı ile bu yıl satın almacılara ek olarak hedef ülkelerden İç Mimarlar Odası, Mühendisler Odası, Halıcılar ve Parkeciler Odası gibi sektörel derneklerin başkanları ağırlanacak.


Creative Flooring bu yıl ilk kez düzenleniyor !!

Bu yıl ilk defa düzenlenecek olan "Creative Flooring Özel Bölümü'nde" katılımcılarhalı,parke , seramik , esnek yer döşemeleri gibi zemin kaplama uygulamalarısergileyecekler.


Hannover Messe International, Orsiad işbirliğiyle “Parke Yarışması” düzenleniyor.

Bu yıl ilk defa Hannover Messe International, Orsiad işbirliğiyle parke yarışması düzenleyecek. En yaratıcı, kullanışlı ve dikkat çekici renk parke yarışmanın birincisi olacak. Parke, masif parke ve laminat parke üreticileri bu yarışmada yer alabilicekler. Kazanan şirket fuarın ikinci günü açıklanacak ve ödül kazanacak.


Zeminin Geleceği Forumu (ZGF)

ORSİAD işbirliği ile düzenlenen “Zeminin Geleceği Forumu”nda (ZGF) parke sektörü, profesyoneller tarafından değerlendirilecek.


Ziyaretçi profili çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

DOMOTEX Middle East’in ziyaretçi profili iç mimarlar, mimarlar, endüstriyel ürün tasarımcıları, mobilya ve boya üreticileri, iplik üreticileri, planlamacılar, yatırımcılar, seramik ve fayans üreticileri, ihracat ve ithalatçılar, halı ve parke toptancıları, gayrimenkul komisyoncuları, yapımarketleri, müteahhitler, otel satın alma yöneticileri, alışveriş merkezleri ve kamu kuruluşlarının yanı sıra gemi ve yat satın alma gruplarından oluşuyor.


BU yıl fuar hem metrekare olarak büyüyor, hem deürün çeşitliliği artıyor .

Fuarın 2012 yılında toplam 7.771 m2 alanda gerçekleşti ve 28 ülkeden 222 katılımcı şirket ağırlandı. Fuara katılan firmaların yüzde 50’sini Avrupa, yüzde 43’ünü Asya ve diğerlerini Ortadoğu oluşturdu.Geçen yıl fuarı toplam 5.099 sektör profesyonelin ziyaretetti, bunların %21‘i nin İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan ve Mısır’dan geldiği ve DOMOTEX Middle East’ in bu yıl daha geniş bir alana sahip olmakla kalmayıp aynı zamanda ürün çeşitliliğini de artırmayıhedefliyor.


İstanbul fuara hazır !!

Fuar yetkilileri, OECD’nin raporuna göre Türkiye'nin 2012 yılında 3.3 % oranında büyüyeceğini, 22 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalanmasının Türkiye ve Orta Doğu’daki zemin kaplama sektörü profesyonellerine hızlı erişim sağlayacağına dikkat çekiyor. Uçuşlar ve vize uygulamaları sayesinde yabancılar için ülkeye kolay giriş ve 766 tesiste, 93 bin 299 yatak kapasitesi ile yeterli konaklama imkânının da bunu desteklediğinin altını çiziyorlar.
yilmazparlar@yahoo.com

MEYED-Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi-Yilmaz Parlar



MEYED, 30 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenecek Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi’nin ev sahibi olacak


MEYED, Ulusal ve Uluslararası Meyve Suyu Sektörüne‘Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi’ İle Seslenecek


Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED), dünya meyve suyu sektörünün önde gelen temsilcilerini İstanbul’da 30 Mayıs’ta gerçekleşecek Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi’nde bir araya getiriyor. Zirvenin bu yılki ana teması; “Meyve Suyunun Sağlıklı Beslenmedeki Yeri ve Önemi". Bu amaçla küresel sektörün ortak hareket etme motivasyonunu artırmak, uluslararası bir iletişim platformu oluşturmak hedefleniyor.


MEYED, İstanbul’da 30 Mayıs’ta yapılacak ‘Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi’ öncesinde meyve suyu pazarına dikkat çekmek için bir basın toplantısı düzenledi. MEYED BaşkanıMahmut A. Duruk, bu yıl 20. yaşını kutlayan MEYED’in sadece yurt içinde değil, uluslararası arenada da etkin bir dernek olduğuna dikkat çekti. Meyve suyu sektörünün ülkeye doğrudan net döviz girdisi sağladığını belirten MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ da, “Türkiye meyve suyu pazarındaki büyüme Avrupa ülkelerinin üzerindedir. Türkiye, 230 milyon dolar düzeyinde meyve suyu ihracatıgerçekleştiriyor. Buna rağmen, 2012 yılındaki 18 milyon ton meyve üretimi ile Türkiye, dünya üretiminde altıncı sırada yer aldı”dedi.










Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED), meyve suyu pazarındaki olası sorunlara dikkat çekip, pazarıbüyütmek için Dünya Meyve Suyu Günü kapsamında ‘Meyve Suyu Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor. Türkiye’deki üreticilerin yanı sıra, tüm dünyadan katılımcıların da yer alacağı Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi, 30 Mayıs’taİstanbul’da gerçekleşecek. Renaissance İstanbul Bosphorus Hotel’de küresel meyve suyu pazarının değerlendirileceği zirve öncesinde MEYED, sektör temsilcileriyle basın toplantısında bir araya geldi.


Zirvenin Türkiye’de faaliyet gösteren meyve suyu üreticileri için de çok önemli olduğunu belirten MEYED Başkanı Mahmut A. Duruk, “Sektörümüzü bir adım daha ileriye götürmek için hep birlikte çalışmalıyız. Bu amaç doğrultusunda Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi’nin bu yıl dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Bu zirve hem yerli hem de yabancı üreticilerin bir araya gelip sorunlarınıkonuşabildiği, tartışabildiği bir zemindir. Biz Türk üreticiler olarak önümüzdeki engelleri nasıl aşacağımızı hep birlikte konuşuyoruz, düşünüyoruz. MEYED’in girişimi ile hayata geçen Dünya Meyve Suyu Günü, 2010 yılında Uluslararası Meyve Suyu Federasyonu (IFU) tarafından dünyaya duyurulmuştur. Dünya Meyve Suyu Günü’nün, tüm dünya ülkelerine yayılması için MEYED’in, Avustralya’dan Rusya’ya, Amerika’dan Çin’e kadarbirçok ülkeden davetler alması, bu ülkelerde Dünya Meyve Suyu Günü’nü anlatması, bu girişimin küresel boyutunu ortaya koymaktadır. Uluslararası ilişkilerin pekiştirilmesi, ihracatın geliştirilmesi ve ülkemizin tanıtımı açısından önemli bir fırsat olan, ilk kez 2010 yılında Türkiye’de kutlamaya başladığımız Dünya Meyve Suyu Günü ile, bu yıl bir zirveye de ev sahipliği yapacağız” dedi.


Türkiye özelinde bu girişimin, bahsedilen amaçlara hizmet etmesine ek olarak, ülkemizin uluslararası platformlardaki tanıtımı ve meyve suyu sanayisinin Türkiye ekonomisine katkısı bakımından çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Duruk, “Zirvede, sektörün geliştirilmesi için, ülkemiz ve dünya genelinden sektörün değerli temsilcileri fikir ve deneyimlerini paylaşacaklar. Zirve, meyve suyu sektöründe Türkiye’nin önemine dikkat çekmek ve tanınırlığına katkıda bulunmak açısından büyük öneme sahip" şeklinde konuştu.


Sektörün geleceğiİstanbul’da şekillenecek


Zirvenin Türkiye’nin yüksek potansiyelini ortaya koymak için bir fırsat olduğunu aktaran MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, Ekonomi Bakanlığı verilerine göre meyve suyu sektörünün 62 milyar litrelik küresel pazar gücüne sahip olduğuna dikkat çekti. Dünya meyve suyu ihracatının 13 milyar dolar değeri bulunduğunu da belirten Akdağ,Türkiye’nin tarımsal anlamda çok verimli olmasına rağmen, dünya ihracatından sadece yüzde 1,7’lik pay aldığını kaydetti.


İhracat miktarlarının artırılması için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Akdağ şunları söyledi: “Türkiye, global meyve suyu pazarı için oldukça cazip bir ülke. Ülkemiz tarıma elverişli coğrafi yapısı, uygun iklim koşulu, ihracat gücünü artıran özel konumu, lojistik ve enerji kaynaklarına yakınlığı,genç nüfusu, artan alım gücü, dinamik iç pazar gibi birçok avantaja sahip. Bu avantajlar göz önüne alındığında, ülkemiz meyve suyu üreticilerinin dünyanın meyve tedarik merkezi haline gelmemesi için hiçbir sebep bulunmamaktadır. Türkiye, gıda sektörünün tümünde, özel olarak da meyve suyu sektöründe giderek dünya oyuncusu olma yolunda ilerliyor. Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi, ülkemizin avantajlarını ve sektörümüzün gücünü ortaya koymamıza ve uluslararası işortaklarına Türkiye’yi tanıtmamıza olanak sağlıyor”.


Tüketim 10 yılda 3 kat arttı


Ebru Akdağ, MEYED olarak Türkiye’nin bu pazardan maksimum verim alması için çaba gösterdiklerini belirterek,“Bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Dünya Meyve Suyu Günü’nde zirve ile üreticilerimizi bir araya getiriyoruz. Bu girişimde bizden desteğini esirgemeyen üreticilerimize ve uluslararası sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum” dedi.


Türkiye’de yıllık 18 milyon ton meyve üretildiğini hatırlatan Akdağ, 2012 yılında Türkiye’de tüketilen alkolsüz içeceklerin yüzde 9’unu meyve suları ve meyve nektarlarının oluşturduğunu kaydetti. Son 10 yılda Türkiye’deki meyve suyu tüketiminin 3 kat artış gösterdiğini ifade eden Akdağ, 2013 yılında meyve suyu sektöründe yüzde 5’in üzerinde büyüme beklediklerini söyledi. Sektörün ihracatındaki istikrarlı artışın, başarılı karnesinin en somut göstergesi olduğunu vurgulayan Ebru Akdağ, Türkiye’nin meyve suyu ihracatının son 10 yılda 6 kat arttığını açıkladı.


Sağlıklı bir beden ve bağışıklık sistemi için meyve suyu içilmeli


Basın toplantısında meyve suları ve meyve nektarlarının sağlıklı beslenme üzerine etkisini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Kurucu Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Sevinç Yücecananlattı. Bebeklerden okul çağındaki çocuklara, gençlerden yetişkinlere ve yaşlılara kadar tüm yaş evrelerinde sağlıklı yaşam biçimini benimsemenin giderek önem kazandığını belirten Yücecan, yapılan araştırmaların yetişkin bir bireyin günde ortalama 2,5 litre sıvıkaybettiğini gösterdiğini belirtti. Sıvı kaybının sıcak ve nemli havalarda veya ağır fiziksel aktivitelerde çok daha fazla olduğunu ifade ederek, meyve suyunun; bazı vitamin, mineral ve biyoaktiffitokimyasal bileşenlerden zengin olmasının yanı sıra, günlük sıvı gereksinimimizin karşılanması açısından önemli rol oynadığını ifade etti.


Yücecan ayrıca sebze ve meyve sularının potasyum, folat ve vitamin C, b-karoten gibi antioksidan vitaminler dışında güçlü antioksidan etkinlik gösteren biyoaktiffitokimyasal bileşen içerikleri ile potansiyel antioksidan etkinlik gösterdiği, bu nedenle bazı kanser türleri ile kalp ve diğer kronik hastalıklara karşı koruyucu etkilerinin olabileceği sonucuna yapılan çalışmalar ile varıldığını kaydetti.


Yaşam boyunca formda kalabilmek için her yaşta optimal beslenme ve düzenli fiziksel aktivite yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Yücecan, gün içerisinde ara öğünlerde kendimizi meyve suyu ile canlandırabileceğimizi belirtti.

yilmazparlar@yahoo.com

Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) 11. Olağan Genel Kurulu-Yilmaz Parlar

Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) 11. Olağan Genel Kurulu, 26 Mayıs 2013 Pazar günü Eresin Topkapı Hotel’de yapıldı.

MMG’nin 11. Olağan Genel Kurulu’nda açılış konuşmasında Avni Çebi, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun kuruluşundan bugüne kadarki olan sürecini hikmet, imar ve ihsan kavramlarıyla ifade etti. MMG’nin şehirleşmeden bilişime, sanayileşmeden enerji verimliliğine birçok alanda şahitlik ve tanıklık yaptığını söyledi.



MMG Genel Başkanı Avni Çebi:

“Yeri geldiğinde sözün en güzelini, en güzel bir şekilde söylemeliyiz.”


Konuşmasına Türkiye’de STK’ların önemiyle ilgili tespitler yaparak devam Avni Çebi, kadim geleneğimizin ifadesiyle “şahiden, mübeşşiran ve neziran” kavramlarıyla üretim sürecinden bölüşüme, çevreden adalete hepimizin şahitler olması gerektiğini söyledi. Hepimizin birer imar edici ve birleştirici olmasının; şahitliği bilgi ve hikmetle yaparak, aynı zamanda bir uyarıcılar olmamızın en büyük sorumluluğumuz olduğunu söyleyen Avni Çebi, sözün en güzelini en güzel şekilde söylememizin önemine vurgu yaptı. Bir STK’nın duruş olarak yaşadığı çağın şahidi olduğunun bilincini her zaman koruması gerektiğini, Türkiye’de artık STK’ların bürokrasiden ayrılarak çözümler ve fikirler üretmesinin önemini anlattı.

“Cemaat olmaktan çıkıp cemiyet olmaya çalışmalı, herkesi kucaklayabilmeliyiz.”

Avni Çebi, MMG’nin şehircilikle ilgili bir dil inşa ettiğini, yaşadığımız şehirleri hepimizin imar etmesi noktasında sorumluluklarımızın olduğunu söyledi. “Şehri inşa ederken insanların kültürel ve etnik yapılarını, sosyal ve ekonomik durumlarını, yabancı ve yerliliklerini hesaba katarken aynı zamanda yaş gruplarını da değerlendiren bir sistem içinde bakmamız gerekiyor. Bugün yeni bir toplum yapısı, yeni bir dil, yeni bir medeniyet anlayışı üretebilmemiz lazım…" diyen MMG Başkanı Avni Çebi, Türkiye'nin dünyanın en güzel şehirlerini inşa ettiğini, şehirleri kurarken hakkı hukuku çok iyi gözetmemiz gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin birçok alanda akıl tutulması yaşadığını söyleyen Avni Çebi, “havf” ve “reca” arasında yaşadığımızın farkında olmamız gerektiğini, herkese kucaklayacak bir dil inşa ederek, herkese en güzel söylem biçimiyle yaklaşarak, ötekileştirmeyerek, inşa ederek, şahitlik ederek yaklaşmamızın; yaşadığımız çağa tanıklık etmemizin en büyük sorumluluğumuzun olduğunu belirtti.

“Kimse kimsenin hakkını, kamulaştırma bedeli diye ödetemez!”

Şehirleri planlarken hem bina bazında hem de şehir planlaması anlamında herkesimden insanın ihtiyacını karşılayabilecek derecede, kentin insanı ölçek alan bir yapıda yapılandırılmasının önemine dikkat çeken Avni Çebi, aksi takdirde şehirlerimizin merhametli olan yüzünün bir azaba dönüştürüldüğünü, kentsel dönüşüme şehirlerimizde yeniden insan ölçekli seviyelerde inşa etmemiz için bir imkan olarak bakmamız gerektiğini ifade etti. Şehirlerin insanda keşif duygusunu ortaya çıkarabilecek yapılarda yapılandırılmasının önemine dikkat çeken Avni Çebi, ileride kentleri terk etmemek için, çok katlı yapılarda hayatı kendimize zehir etmememiz için bugünden geleceğimizi inşa etmenin önemini anlattı. Kültürel ve medeniyet formlarımızı geleceğe taşıyabilmemiz için, sürdürülebilir şehirler inşa etmemiz gerektiğinin altını çizen Avni Çebi, son zamanlarda gündemde olan siluet konusuna da değindi. Zeytinburnu’nda silueti bozan binalar için yıkım kararının alındığını ama bu kararın uygularken, İstanbul şehir siluetinin Boğaz Köprüsü'nden, Galata Kulesi'nden, Salacak ve Harem'den görünmeyecek derecede, son İstanbul 2010 Başkenti'ndeki panoramik görüntüdeki gibi tıraşlanmasını söyleyen Avni Çebi, bu tıraşlanma işinde kamunun hiçbir şekilde kamulaştırma bedeli ödememesi gerektiğini, zaten arazinin alımında 1 olan emsalin 2.5 emsale çıkarıldığını, bunun için kamuya bir bedel ödenmediğini, dolayısıyla kamu vicdanının rahatlatmak için hiçbir bedel ödemeden tıraşlanma işinin yapılması gerektiğini belirtti. Avni Çebi, "Kimsenin kamuya ait bir değeri, hak edilmeyen bir kamulaştırma bedeli ödemeye hakkı ve cesareti olamaz" diye sözlerini bitirdi.

“Dünyayı Yöneten Standartlardır”

Avni Çebi, şehircilikten mimariye, enerji bağımlılığından, tarım ve gıdaya, bilişim sektöründen teknolojiye Türkiye’nin birçok alanda insifiyatini kullanabileceği standartları oluşturması gerektiğini söyledi. Nükleer Teknolojinin sadece enerji üretmediğini, bir bilgi birikimi de ürettiğini, Türkiye’nin enerji üretiminde yurtdışı bağımlılığından kurtulması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin kendi yerel kaynaklarını kullanarak yurtdışı bağımlılığımdan kurtulabileceğine ifade eden Avni Çebi, sadece kömür için 4 milyar dolar ithal ettiğimizi belirterek, Türkiye’nin artık kendi kaynaklarını görmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye’de Gençler 4. Sınıftan itibaren bir Azap Yarışına Sürükleniyor”

Türkiye’nin eğitim konusunda artık ezberleri bozması gerektiğini söyleyen Avni Çebi, anne ve babalar olarak çocukların büyümesinde eğitim hayatına çok dikkat etmemiz gerektiğini, çocuklarımızın sokakla, mahalleyle ve çevresiyle olan ilişkilerinde çocuğun merak duygusunun önüne geçmeden, sağlıklı bir iletişim kurabilmesine yardımcı olmamız gerektiğini söyledi.

“Üniversitelerimizde Yabancı Dille Eğitim Verilmemeli…”

“Bir insanın bilim, hayat, sanat, kültür ve diğer alanlarında üretim yapabilmesi için anadilinde eğitim görmesi gerekiyor” diyen Avni Çebi, büyük resmi görmemiz gerektiğini, üniversitelerde yabancı dille eğitim verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Musiad Başkan Yardımcısı Ali Rıza Arslan:

“MMG’nin inşa edici bir dili var.”

MUSİAD adına selamlama konuşması yapan MUSİAD Başkan Yardımcısı Ali Rıza Arslan, MUSİAD’ın gittikçe büyüyen yapısını, kentsel dönüşüme dair özellikle çalışmalar yaptığını belirtti. MUSİAD olarak ihracat ve ithalatın arttırılması noktasında önemli bir noktada olduklarını belirten Ali Rıza Arslan, MMG’nin çalışmalarını takdir ettiklerini belirtti.

Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu:

“Bu ülkede en ciddi sorun, eğitim sorunudur”

Üniversiteler adına selamlama konuşması yapan Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun 20 yıllık sürecinde çok başarılı işler yaptığını söyledi. Mimar ve Mühendisler’in, toplumuzun inşasında rol oynaması gereken çok büyük bir sorumluluğu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu, ülkemizde yaklaşık 170 civarında üniversite olduğunu, bunun 100 civarında devlet okulu, 70 civarında özel kurum olduğunu belirtti. Böyle bir sayı olmasına rağmen, her iki gençten birinin ancak üniversiteye girebildiğini iş kurmaya önem verdiğimiz kadar, insanı en değerli varlık olarak görüp, üniversiteleri çoğaltmaya dönük çalışmaları da önemseyerek, eğitimi ilk önceliğe almamız gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu, üniversitelerle iş dünyası arasındaki ilişkiyi canlı tutan Mimar ve Mühendisler Grubu’na teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.

İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı:

“Bilgi ve tecrübe, sermayeden çok daha önemlidir”


2008-2010 yılları arasında MMG’de görev aldığını belirten İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun, hem teknolojiyi hem AR-GE’yi savunan bir anlayışla çözümler ürettiğini, sermayenin sadece para olmadığını, bilgi ve tecrübenin çok daha mühim olduğunu belirtti. İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, MMG’nin yeni yönetimine başarılar dileyerek konuşmasını bitirdi.

MMG Eski Başkanlarından Oral Avcı:

“28 Şubat’ı Görenler, Bugünlerin kıymetini bilmeli ve daha büyük işler yapmaya çalışmalıdır…”

MMG Eski Başkanlarından Oral Avcı, selamlama konuşmasında MMG’nin kurulduğu günlerdeki zorlukları hatırlatıp, bugünlere ulaşmasından çok emeklerin verildiğini, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun 28 Şubat’ı yaşayanları olarak, bugünlerin çok güzel günler olduğunu, bu fırsatı değerlendirmemiz gerektiğini belirtti.

MMG Eski Başkanlarından Murat Kalsın:

“Mimar ve Mühendisler Grubu’nda hem vefayı hem dostluğu görüyoruz.”

“Mimar ve Mühendisler Grubu’nda hem vefayı hem dostu görüyoruz” diyerek sözlerine başlayan MMG Eski Başkanlarından Murat Kalsın, MMG'nin birçok alanda projeler üreterek geleceğin Türkiye'sini inşa edici noktasındaki sorumluluğunun gittikçe arttığını belirtti. MMG’nin çok başarılı bir başkanlık sürecinden geçtiğini söyleyen Murat Kalsın, Abdulkadir Geylani'nin “Kalbini derin kaz ki oradan hikmet pınarları fışkırsın, sonra ihlas ve iyi işlerle o binayı yükselt. Bu işlerden sonra halkı o köşke davet et” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Selamlama konuşmalarından sonra Divan Heyeti’ne geçildi. MMG Yönetim Kurulu Başkanları ve genel Başkan için şu isimler önerildi ve kabul edildi:



MMG 2013 Yönetim Kurulu Üyeleri

MURAT ÖZDEMİR Genel Başkan

OSMAN ŞAHBAZ Genel Başkan Yardımcısı (Mali ve İdari İşler)

MURAT ÖZMEN Genel Başkan Yardımcısı (Şubeler ve Kurumsallaşma)

MAHMUT ÇELİK Genel Başkan Yardımcısı (Tanıtım, Basın-Yayın, Dergi)

ALİ REYHAN ESEN Genel Başkan Yardımcısı (Şehircilik ve Çevre Komisyonları)

Prof. Dr. ALİ OSMAN ÖNCEL Yönetim Kurulu Üyesi (Bilim, Üniversite ve Proje Komisyonları)

Doç. Dr. AHMET ERDAL OSMANLIOĞLU Yönetim Kurulu Üyesi (Enerji ve Maden Komisyonları)

MESUT UĞUR Yönetim Kurulu Üyesi (Sanayi ve Teknoloji Komisyonları)

KUDRET ÇETİN Yönetim Kurulu Üyesi (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Komisyonları)

SERKAN CANTÜRK Yönetim Kurulu Üyesi (Kurumsal İlişkiler)

YAVUZ SARI Yönetim Kurulu Üyesi (Genç MMG)

Yönetim Kurulu ve Genel Başkan seçiminden sonra Komisyon Başkanları için şu isimler önerildi ve kabul edildi:



MMG 2013 Komisyon Başkanları

ŞEHMUS YILDIRIM Yerbilimleri Komisyon Başkanı

MURAT SEVEN Ulaşım Sistemleri Komisyonu Başkanı

Selami KESKİN İnşaat Komisyonu Başkanı

ADEM ŞAHİNOĞLU Mimarlık Komisyonu Başkanı

MUSTAFA YALÇINKAYA Şehir Planlama ve Harita Komisyonu Başkanı

İsmail ÖZKAYA Çevre Komisyonu Başkanı

BÜLENT ŞEN Enerji Komisyonu Başkanı

NİHAT ISMUK Gıda ve Tarım Komisyonu Başkanı

Harun URUL İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyon Başkanı

MEHMET KÜRŞAT ÇAPAR Bilişim Teknolojileri Komisyonu Başkanı

YRD. DOÇ. DR. YALÇIN BOZTOPRAK Proje Geliştirme Komisyonu Başkanı

HAKAN KARABAY Makine Komisyonu Başkanı



MMG Yeni Dönem Genel Başkanı Murat Özdemir:

“Yeni Dönemde çalışmalarımızı daha da arttıracağız”


MMG’nin 11. Olağan Genel Kurulu’nda Genel Başkanı seçilen Murat Özdemir, 2009’dan bu yana artan ivmeyi, daha yukarılara taşımaya çalışacaklarını belirterek, MMG’nin özellikle şehircilik alanındaki duruşunu devam ettireceğini, şehircilik konusunda ciddi bir akıl tutulması yaşandığını, analiz ve çözümler üreterek kararlılıkla projeler üretmeye devam edeceğini belirtti. Şuara Suresinin 128 ve 129. ayetlerini “Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz? İçlerinde ebedi yaşama ümidi ile muhkem yapılar mı ediniyorsunuz” hatırlatan Murat Özdemir, MMG gibi STK'ların sürdürülebilirliğinin çok önemli olduğunu vurguladı.

MMG'nin Avni Çebi Başkanlığında (2009-2013) ivmesinin daha yukarı çıktığını belirten Murat Özdemir, yeni dönem için mimarlık ve mühendislik alanlarında disiplinlerarası çalışmalara hız verileceğini belirtti. Murat Özdemir, Türkiye'nin özellikle kendisine yetecek ve katma değer üretecek sanayi ve teknoloji yatırımlarına öncelik verilmesinin önemine vurgu yaparak, gelişmişliğin bina yapımında değil katma değer üreten teknolojik yatırımlarda aranması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin enerji alanında enerji bağımlısı olan bir ülke konumunda değil, enerji üreten bir ülke konumda olması gerektiğini söyleyen Murat Özdemir, Nükleer enerjinin geleceğin teknolojisi değil, güncel bir teknoloji olduğunu, halihazırda bulunan, çalışan Türkiye'nin çevresindeki Nükleer Santrallerin Türkiye'yi tehdit eder konuma gelebileceğini belirterek, enerji üretimine yerli kaynaklarla başlanmasının Türkiye'yi daha iyi yarınlara taşıyabileceğini ifade etti.

Şehirleşmeden çevre ve ekolojiye, sanayileşmeden bilişim dünyasına, fikir ve düşünce üretiminden proje yazımına yeni dönemde yeni Yönetim Kurulu ile birlikte daha büyük sorumluluklarının olduğunu belirten Murat Özdemir, kendisini bu göreve uygun gören tüm arkadaşlara ve Mimar ve Mühendisler Grubu’na teşekkür etti.

Program, plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimiyle sonlandı.


yilmazparlar@yahoo.com


MİMAR VE MÜHENDİSLER GRUBU