29 Ekim 2020 Perşembe

Tunç Soyer-Yerli Tohuma Sahip Çıkalım

   Yerli Tohuma Sahip Çıkalım

Başkanlığımı Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleri ile “Yerel Kalkınma Modeli” başlıklı online toplantıda bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer;  Ülke olarak yerel tohumlara ve yerel hayvancılığın geliştirilmesine çok ihtiyaç olduğunu, Yerelde tohum ve hayvancılık rekabet gücünü arttırdığını, Türkiye ve dünyaya pazarlamak üzerine kurulu bir tarım stratejisi benimsediklerini vurguladı.

Gerçekdende "Covid-19 salgını bariz bir şekilde ülkemizde tarım politikası değişikliğine gidilmesi gerekdiğini gösterdi. Öncelikle gıda maddelerine yoğun ilgi gösterilmesi, sorunun çok boyutlu önlemlerle giderilmesini zorunlu kılmaktadır

Tarım sektörü stratejik bir sektördür. Gıda ve su, insanlar için en önemli ihtiyaç maddeleridir..Ülke düzeyinde arazi kullanım ve tarımsal üretim planlaması yapılmalı, tarım üretim miktar artışı, ürün çeşidi ve üretim sürekliliği sağlayan planlamalar yapılmalı.

Tarımsal ürün ithalatı sıfır seviyeye çekilmeli, girdi maliyetlerin düşürülmesi, ürüne  desteklerinin artırılması şart olduğudur. Tarım  insanların sosyo- kültürel yaşamlarını değiştirip şekillendiren farklı etmenleri mevcutdur. Tarım, yaşamın kaynağıdır.

insanlığın varoluşundan bugüne kadar önemini korumaktadır. Yaşam devam ettiği sürece de önemini koruyacaktır. 

Toplantı moderatörlüğünü yapan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, yaşadığımız pandemi döneminde yerel kalkınmanın daha da öne çıktığını söyledi. Başkan Toprak “İzmir’de bu konuda somut adımlar atılıyor. Başkan Soyer ile bunları konuşmak istedik. İzmir’de atılan adımları birinci ağızdan dinlemek için buradayız” dedi.

 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yerel kalkınmanın bugüne kadar birbiri arasına duvar örülmüş, şehirlerdeki milyonlarca yurttaş ile alın teriyle ekmeğini kazanan üreticiler arasında bir köprü vazifesi gördüğünü ve bu köprüyü daha da güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. Yerli tohuma sahip çıkmak, üretilen ürünü işlemek ve katma değerini yükseltmek, üreticilerin kooperatif veya birlikler çatısı altında örgütlenmesini sağlamak, ürünleri tüm Türkiye ve dünyaya pazarlamak üzerine kurulu bir tarım stratejisi benimsediklerini vurguladı.

 İzmir özelinde yerel kaynaktan bahseden Başkan Tunç Soyer, “İzmir’in tarımsal büyük zenginlikleri ve değerleri var. Turizm anlamında da olağan üstü potansiyelleri var. Biz bu iki değeri ortaya çıkararak gücünü arttırmak ve bir yandan da ortaya çıkacak böyle bir tabloyu dünya ile entegre etmek için bir çalışma yapma ihtiyacı duyuyoruz. Amacımız dünyadan ilham alan ama aynı şekilde dünyaya ilham olan bir kent olmayı planlıyoruz” dedi.


 Tarımla turizmle ilgili birçok şey yaptıklarını vurgulayan Başkan Tunç Soyer, “Hepsinin arka planında en çok kafa yorduğumuz meseleyi söyleyeyim: O da demokrasi. Bugün dünyanın içine düştüğü sorunların büyük bölümü giderek otoriterleşen bir popülist iklimin hâkim olmasından ileri geliyor. Bu, ne yazık ki demokrasinin erdemlerinden, değerlerinden uzaklaşmayı da beraberinde getiriyor. Öyle olunca her koyun kendi bacağından asılıyor” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti:

 “Eskiden tarım sadece tarlada ürün yetiştirmekten ibaretti dolayısı ile sadece ziraat biliminin konusuydu. Günümüzde tarım iletişimle, endüstriyel tasarımla, pazarlamayla ilgili bir sektör. Şunu bilmeliyiz ki ziraat bilimiyle ve toprağı eken insanla ile sınırlı bir şey değil tarım. Bir yandan bilimsel eşitliliği de işin içine katmayı başarmalıyız. Diğer yandan ise sürecin başından itibaren tohumdan ihracata kadar olan sürecin her bir etabının birbiri ile olan bağını ortaya çıkartarak o bağların biçimlenmesini ve arasındaki ilişkinin güçlenmesini sağlayarak sürdürmek zorundayız. Bunun olabilmesi ancak demokrasi ile mümkün.”

Ülke olarak yerel tohumlara ve yerel hayvancılığın geliştirilmesine çok ihtiyaç olduğunu anlatan Tunç Soyer, coğrafyanın iklimine, genetik kodlarına, geçmişine ve kültürüne çok daha uygun olduğunu ifade etti. Aynı zamanda bunların rekabet gücünü de arttıran imkanlar sunduğunu söyledi.

Soyer bu süreçte çok önemli başarılar elde edildiğinin altını çizerek, “Saksıda yetiştirdiğimiz bir avuç karakılçık buğdayı ile başlattığımız süreç bugün bin dönümün üzerinde bir üretime dönüştü. Bugün İzmir’in birçok ilçesinde kara kılçık yetiştiriliyor. Yerel tarımın korunması sahiplenmesi ve desteklenmesi üzerinde durmamız gereken çok önemli bir konu. Küçük üreticinin, aile çiftçisinin üretimine destek olmayı ve böylece başka bir tarımın mümkün olduğunu göstermeyi hedefliyoruz. Küçük üreticiyi desteklemek için çıktığımız yolda bir sembol oluşturduk.  Endüstriyel tarım dışında çiftçiyi yaşatmamız, kooperatiflere sahip çıkmamız gerekiyor. Biz kooperatifleri açık çek verdik. Ne üretirseniz alacağız diye. Yoksa üretim yaptıramayız” dedi ve şu noktaların altını çizdi:

 “Yerel tarımın korunması sahiplenmesi ve desteklenmesi üzerinde durmamız gereken çok önemli bir konu. Ne zaman küçük üretici toprağından hayatını idame ettirecek bir gelir sağlayamıyor o zaman köyden göç başlıyor ve o kadim kültür zayıflıyor ve köklerinden kopmaya başlıyor. Küçük üreticiyi desteklemek zorundayız. Kent dengesini sağlayabilmek ve tüketicinin sağlıklı ve çeşitli ürünlerle buluşması açısından küçük üreticiyi yaşatmak zorundayız. Buda kooperatifçilikten geçiyor. Üreticinin ürününü işlemek mutlaka katma değer bir ürüne dönüştürmeye ihtiyaç duyuluyor. Sonraki süreç ise işlenen ürünün uluslararası alanlarda pazarlanması. Böylelikle üretici kooperatiflerimizin de gücü artacak.”



 Dünyanın en büyük tarım ürünü ihracatçısı listesinde Hollanda’nın ikinci sırada olduğunu belirten Başkan Soyer, “İzmir tarihi boyunca Ege Bölgesi ile var olmuş. İzmir’i İzmir yapan şey aslında Ege’dir. Ege, tarih boyunca üzümünü, incirini, her şeyini İzmir üzerinden dünyaya pazarlayabilmiş. Hollanda dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı ülke konumunda. Ege Bölgesi Hollanda’dan biraz daha büyük ama Ege Bölgesi gibi bereketli bir coğrafya Hollanda’nın çok daha gerisinde. Bunu hazmedemiyoruz. Ve bunu değiştireceğiz. Kısacası biz bulunduğumuz noktayı hak etmediğimiz için yerel kalkınmaya önem veriyoruz. Bu dört ilke çerçevesinde sürdürdüğümüz tarım politikalarının yerelden kalkınmamızın önünü açacağını düşünüyoruz ve her biriyle ilgili birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Tarım konusunda sürdürdüğümüz bu çalışmaları turizm için de yapıyoruz. İzmir’deki turizm aktörlerinin sesini dinliyoruz ve birlikte bir turizm planlaması yapıyoruz” dedi.

Adını ‘Halkın Bakkalı’ koydukları mekânlar açtıklarını da belirten Tunç Soyer.”Bu mekânlarda sadece kooperatiflerimizin ürettiği ürünleri satıyoruz. Türkiye’nin birçok üretici tarımsal kalkınma kooperatifinden ürün geliyor. Artık bu pazarlamayı sanal ortam üzerinden güçlendireceğiz. Bunun yazılımıyla ilgili çalışma tamamlanmak üzere. Önümüzdeki günlerde sadece iç piyasada değil, yurt dışına da ürünlerimizi pazarlayacağız. Burada özellikle ürünün işlenmesiyle elde edilen yeni endüstriyel ürünlerin olmasına gayret ediyoruz. Örneğin biz mandalina kurusu yapmıştık. Bu sayede ürün yaklaşık beş-altı misli değer kazandı. Daha önce bu ürün üreticinin elinde kalıyordu ”dedi.

yilmazparlar@yahoo.com


Kaynak; Net Haber Ajans


6 Haziran 2020 Cumartesi

EGD -Perder-Güvenilir Gıda Platformu-Yılmaz parlar

Pandemide Rekor Kolanyanın


Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen online buluşmada İstanbul Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere “ Tüketici satınalma alışkanlıklarında önemli değişimler var. Özellikle Mart -Nisan arasında evde yemek yapma oranında % 80’e yakın bir artış var. Ayrıca toplam sepet içinde % 40 a yakın gıda, temel ihtiyaç ve temizlik malzemesi alımında artış oldu. Temel gıda ürünlerinde % 50, kişisel bakım ve ev temizlik ürünlerinin satın alınmasında % 40 artış oldu. Kişisel bakım ürünleri içinde ise % 860 artış ile rekor kolonyanın.  Ayrıca mayada  % 430, makarnada %53 lük bir artış oldu.”dedi

Fahiş Fiyatları Engellediler Rafları Boş Bırakmadılar


Pandemi sürecinin başlaması ile tüketim ve satınalma alışkanlıklarındaki değişimler, gözlerin perakende sektörüne çevrilmesine neden oldu.

Güvenilir Ürün Platformu katkılarıyla düzenlenen ‘Perakende Sohbetleri’ toplantısında ekonomi basını  ile bir araya gelen İstanbul  Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere perakende sektörünün güncel durumu ile ilgili soruları yanıtladı.
Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen online buluşmada İstanbul Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere şunları söyledi.

Perakende Sektörünün Stokları Tam





Pandemi sürecinin başlaması ile özellikle makarna ve kolonya gibi ürünlerin aşırı talebi nedeni birkaç gün piyasada fahiş fiyatlarla karşılaşıldı ancak PERDER olarak çok hızlı davranarak kamuoyuna gerekli bilgilendirmeyi yaptık, fırsatçılara mahal vermeyeceğimizi, stoklarımızın yeterli olduğunu ve paniğe gerek olmadığını ifade ettik.  Bunu da kendimize görev edindik ve süreç boyunca da bu görevimizi doğru bir şekilde yönettik. Ürün tedariğinde de tüm üretici firmalarla istişare de bulunarak vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılaması için çok özverili bir şekilde çalıştık.


Dünya Sağlık Örgütü Eylül-Ekim ayı gibi iki dalga olabileceğinden bahsediyor bizim pandemi sürecinin en başından itibaren hiçbir zaman stok problemimiz olmadı hiçbir şekilde tüketiciyi mağdur etmedik ve ürünle buluşturduk şu an ve ilerisi içinde stoklarımız tamdır.


Marketlerimizde özellikle hijyene çok dikkat ederek hem çalışanlarımızın hem müşterilerimizin sağlığını maksimum seviyede koruduk ve korumaya devam ediyoruz.  Perakende sektöründede yeni normal diye bir tabir oluştu artık hem çalışanlar, hem işleyiş hem de tüketici için düzenlemeler ve değişiklikler var.


% 860 Artışla Rekor Kolonyanın





2019’un ilk çeyreğinde Türkiye’nin toplam tüketim harcamaları 1 trilyon 61 milyon TL bunun %35 ini perakende harcamaları oluşturuyor. Ayrıca tüm sektörlerin toplam cirosu olan 350 milyar TL içinde perakendenin payı %12. Perakende sektöründe toplam çalışan sayısı 2 milyon 720 bin kişi.

Tüketici satınalma alışkanlıklarında önemli değişimler var. Özellikle Mart -Nisan arasında evde yemek yapma oranında % 80’e yakın bir artış var. Ayrıca toplam sepet içinde %40 a yakın gıda, temel ihtiyaç ve temizlik malzemesi alımında artış oldu. Temel gıda ürünlerinde %50, kişisel bakım ve ev temizlik ürünlerinin satınalınmasında %40 artış oldu. Kişisel bakım ürünleri içinde ise %860 artış ile rekor kolonyanın.  Ayrıca mayada  % 430, makarnada %53 lük bir artış oldu.

25 Milyar Tl Ciro


İstanbul PERDER olarak 41 üyemiz ve markamız var. Toplam 30bin çalışanımız, 1716 satış noktamız ve 1 milyon metrekarelik satış alanımız ile halkımıza hizmet ediyoruz. Cirosal büyüklüğümüz ise 25 Milyar TL.


Yeni Alışverişçi Ve Yeni Perakendeci


Yeni alışverişçi ve yeni perakendeci diye iki ayrı kavram gelişti. Yeni alışverişçi daha bilinçli, evinde daha fazla zaman geçiren ve hayatın kıymetini bilen ayrıca hijyen odaklı ve bilinçli beslenen kişi . Yeni perakendeci ise hijyen konusunda çok daha hassas, müşterilerinin ihtiyaçlarını maksimum önlemlerle karşılayan, tüketim alışkanlıklarına ayak uyduran ve kendini uzmanlaşarak geliştiren kişi ve sistemler. Yeni tüketici gerçekten eskiye göre daha bilinçli bunu açık ürünlere olan talebin düşmesinden söyleyebilirim.


Fiyatı en çok artan ürünler sarımsak, zencefil , kağıt grubu ürünler ile kolonya. Bunlar haricinde yüksek oranda artış olan bir ürün olmadığını söyleyebilirim. Satış yöntemlerinde online alışveriş’e kayma var  online satışlar 5 kat arttı.


Alışkanlıkların Değişmesi Sepet Ortalamalarını Arttırdı




2019’un Mart ayına göre %50 ye yakın ciro artışımız oldu. Genel sepet ortalaması 30-35 TL bandında giderken 60-65 TL ortalamasına geldi. Ancak bu artış fiyat artışlarından ziyade satınalma alışkanlıklarındaki değişimlerden. Ev halkından 2-3 kişi alışverişi birden fazla noktadan yaparken şimdi tek kişi tek noktadan hızlıca alışverişini yapıp çıkıyor. Ayrıca alınan ürün adedi arttı.


Yanlış Haberler Sektörü Yaralıyor


Tarlada 1 lira markette 7 lira gibi söylemlerle marketler zan altında bırakılıyor. Çok kar etmek ya da çok fahiş fiyatlarla ürün satmak gibi asılsız söylemler sektörümüze zarar veriyor. Her ürünün çeşidi ve kalitesi  ayrı. Tarlada 1 TL olan salçalık domates ile çeri domates arasında hem kalite hem fiyat farkı var. Perakendeci fiyatı belirleyen merci değildir, perakendeci karını koyarak alıp satandır. Fahiş oranlarda kar koyan ne sektörde ne pazarda barınabilir ayrıca tüketicide talep etmez.


Tarım Bakanlığının Uygulamalarını Önemsiyoruz


Taklit tağşiş listeleri açıklanır açıklanmaz hemen üyelerimize bilgi gönderiyor ve gerekli kontrollerin yapılması konusunda ikaz ediyoruz.  Bu konu bizim için çok önemli Tarım Bakanlığı’nın bu uygulamalarını çok önemsiyor ve destekliyoruz.


yilmazparlar@yahoo.com


3 Haziran 2020 Çarşamba

Prof. Dr. Uğur Özgöker Devlet Yardımları kitabı çıktı._Yılmaz Parlar


Devlet Yardımları


Devlet Yardımları ,Devlet Yardımları ve Dahilde İşleme Rejiminin Dış Ticaretteki Yeri ve Önemi.


"Rekabet Hukuku Ve Politikası" Uzmanı olan Prof. Dr. Uğur Özgöker Rekabet Hukukunun en önemli unsurlarından biri olan Devlet Yardımları konusunda yazdığı yeni kitabı çıktı.


1980' li yılların başında Rekabet Kanununda  yenilenmesinin görüşüldüğü TBMM  Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu' nun Başkanlığını Prof. Dr. Uğur Özgöker' in babası Yük. Müh. Nuri Özgöker yapmıştı ve Rekabetin Korunması İle Tüketicinin Korunması hususlarının Anayasaya hükmü olmasını sağlamıştı.

Covid 19 Pandemisinin ardından yaklaşık 2 aydır kapalı olan TBMM yeni normale dönüş sürecinde bu hafta yeniden açıldı. Yeniden faaliyetine başlanan TBMM' de ilk görüşülecek kanun tekiiflerinden biri "Rekabet Kanunu" olacak. Kanun TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu' nun gündeminde 1. sırada ve bu hafta Komisyonda kabul edildikten sonra TBMM Genel Kuruluna sevkedilmesi bekleniyor. Bu kapsamda. Prof. Dr. Uğur Özgöker' de 1995 te AB ile Gümrük Birliği Anlaşması müzakere edilirken Gümrüklerden ve Özelleştirme İdaresinden sorumlu Devlet Bakanının Baş Danışmanı olarak 4046 sayılı Özelliştirme Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunların çıkartılmasında etkin görev yapmıştır. 


Kitap, 1980'den günümüze uygulanan devlet yardımlarının yani teşvikler ve devlet desteklerinin Türkiye'nin dış ticaret hacmine, dış ticaret dengesine ve genel olarak Türkiye ekonomisine olan etkilerini içermektedir. 


Paris doğumlu Özgöker  Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi.  Avrupa Topluluğu'nun Ekonomik Yapısı alanında yüksek lisans, Uluslararası İlişkiler alanında doktora yaptı. Siyasal Hayat ve Kurumlar alanında Doçent,  Uluslararası İlişkiler alanında Profesör oldu.


İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtma Müdürlüğü, Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevliliği, Avrupa Topluluğu Programı Başkan Yardımcılığı, Uluslararası Üniversiteler İlişkiler Müdürlüğü ve Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcılığı, Gümrük Müsteşarlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Rekabet Kurumu Eğitim ve Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Kadir Has Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü ve Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Yüksek Lisans Programı Başkanlığı, Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı, İstanbul Arel Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı yaptı. 

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Rektörlüğü, Hukuk Fakültesi Dekanlığı ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevlerini ifa etti. Halen Milli Savunma Üniversitesi ve İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesidir.


 yilmazparlar@yahoo.com

16 Mart 2020 Pazartesi

EGD-Enerjini Güneşten Al, Çevreni Temiz Tut-Yılmaz Parlar

Güneşe Yatırım Gezegeni Kurtarır

Enerji tüketimi insanlığın varlığı için bir ön koşuldur. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, süreyi artırmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek için tüketim için mevcut enerjinin bulunması her zaman gerekli olmuştur. Medeniyet tarihi, enerjiyi dönüştürmek, yeni kaynaklarına hakim olmak ve nihayetinde enerji tüketimini arttırmak için yeni yöntemlerin buluş tarihidir. 

Güneş enerjisine geçiş enerji maliyetlerinde kilitlenen enerji üretiminin en iyi yoludur. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü MIT fizik profesörüne göre;  Güneş, dünyanın en bol enerji kaynağıdır ve saniyede 173.000 terawat (trilyon watt) güneş enerjisi üretmektedir. Bu, dünyanın toplam birleşik enerji kullanımının 10.000 katından fazladır ve tekrar tekrar kullanılabilir.  Bu enerji tamamen yenilenebilir. 

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği EGD Medya üzerine düşen görevle Güneş enerjisi yatırımına dikkat çekmek farkındalık yaratmak adına, yıllardır sürdürdüğü ısınma kurultayı çalışmaların paralelinde  “Enerjini Güneşten Al, Çevreni Temiz Tut” Başlıklı panel gerçekleştirdi.

Solar İstanbul Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı kapsamında 12 Mart 2020 Perşembe günü İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim kurul Başkanı Celal Toprak üstlendi. 


GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği Başkanı Halil Demirdağ, Shura Enerji Dönüşümü Merkezi/ Enerji Sistem Analisti Hasan Aksoy Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Talip Yılmaz, Sabah gazetesi enerji editörü Barış Ergin’in panelist olduğu EGD Kurultayına çok sayıda Enerji örgüt temsilcileri, Fuar Katılımcı firma sahipleri, Akademisyenler ve ekonomi yazarlar katıldılar.


Oldukca Hiperaktif geçen verimli toplantıda, EGD Başkanı Celal Toprak Güneş enerjisinin sera gazı ve CO2 emisyonlarını azaltacağını, temiz çevre için yenilebilir enerji Solar sistemin faydalarını ana maddeler altında sıraladıkdan sonra, her zaman kendi elektriğimizi,  yapabileceğimizi, bu da yerel şebekeden enerji satın almak zorunda olmayacağımızı vurguladı. Güneş enerjisi kurmak daha temiz ve teknoloji artıkca daha az maliyetle yatırımların artacağının altını çizdi.




GENSED Başkanı Halil Demirdağ “Güneşe yatırımın çevreye ve cari açığa iyilik olabileceğini dile getirdi. Sabah gazetesi enerji editörü Barış Ergin rakamsal olarak belirdiği çeşitli enerji birimlerin güneş enerjisine olan yatırımın gelindiği noktayı slaytlarla sunumunu gerçekleştirdi
Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Talip Yılmaz güneşe yatırımın finansmanı konusunda bilgilerini sundu. Shura Enerji Dönüşümü Merkezi/ Enerji Sistem Analisti Hasan Aksoy Enerji depolama ile ilgili sistemleri hakkında bilgileri paylaştı.



Toplantıda soru cevap kısmında; Antalya’da Şubat 2020’de  gerçekleştirilen Enerji Fuarını organize eden ANFAŞ Yönetim Kurul Başkanı Ali Bıdı Almanya örneklemeleri ile katkıda bulundu.






EGD’nin yatırıma dikkat çekmek istediği yenilebilir enerjilerden Solar sistemin ana madde faydalarına göz atdığımızda;  Güneş su kirliliğini azatlığını görürüz. Güneşin en büyük çevresel avantajlarından biridir.  Güneş enerjisiyle, yerel su kaynakları için neredeyse hiçbir risk yoktur ve bunların çalışması tarım, içme sistemleri ve diğer hayati su ihtiyaçları ile rekabet ederek yerel tedarikleri zorlamaz.



Güneş enerji sonlu kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltır fosil yakıtlar kirli ve tamamen yenilenemez. Bir noktada, basitçe yok olacaklar ya da onları bulma ve çıkarma maliyeti, Nüfusumuz için çok pahalı olacak. Güneşe yönelirsek, azalan kaynakların gerçekliğine karşı korunmanın en iyi yoludur.




Aynı zamanda gezegeni kurtarmak ve değişimi korumak olacakdır. Aslında, aktif olduğu andan itibaren maddi tasarruf sağlarken çevre üzerinde anında ve ölçülebilir bir etkisi olacak

Atmosferi oksijen tüketimi, gaz emisyonları, nem ve partikül madde, hidrosferi su tüketimi, yapay rezervuarların oluşturulması, kirli ve ısıtılmış suyun deşarjı, sıvı atık) ve litosferi fosil yakıtların tüketimi, peyzaj değişiklikleri, toksik emisyonlar etkiler.



Güneş panelleri susuz enerji ya da ekosistem üzerinde olumsuz bir etki yaratır.

Güneş aynı zamanda fosil yakıtlar gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarına bağımlılığımızı azaltmamıza yardımcı olabilir.  Her şeyden önce, yenilenemeyen bu enerji kaynakları hava kalitemizi olumsuz yönde etkileyen birçok kirletici yaratır. İkincisi, sonunda tükeneceklerdir.  Yenilenebilir enerjiye geçişi ne kadar erken ve tam olarak yaparsak, hem çevre hem de türümüz için daha iyi olur.

yilmazparlar@yahoo.com


1 Mart 2020 Pazar

Antalya Enerji Bayramı-Yılmaz parlar

Antalya Enerji Bayramı

27-29 Şubat 2020 tarihleri arasında ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen, ENEREX Antalya Enerji Verimliliği ve Dönüşümü Fuarında , ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı yaptığı konuşmasında Antalya’da yapılan ilk Enerex Enerji fuarı ve zirvesi için; Antalya’nın Enerji bayramı olduğunu, kenti Uluslar arası düzeyde enerji verimliliği üssü konumuna taşıyacağını söyledi.



Fuar, 27 Şubat 2020 Perşembe günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlere saygı duruşu sonrası İstiklal marşıyla başladı.


Açılışda, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu (EYODER) Üyesi Tevfik Sporcu, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülkay Atmaca , Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bahar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu protokol konuşması yaptılar.




ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, yaptığı ve yapacağı enerji fuarlarla, yenilenebilir enerji kaynaklı yerli enerji üretiminin yapılmasına ilham veren, Antalya’nın enerji verimliliğinin sağlanmasına öncülük eden konumunda kenti enerji verimliliği üssü taşıyacağının altını kalın çizdi. 10 Binden fazla yerli yabancı ziyaretci geleceğini umduğunu katılımcı firmaların 150 dan fazla markalarını tanıtma fırsatı yakaldıklarını söyledi.

Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Üyesi Tevfik Sporcu, otel giderlerin başını enerji çekdiğini fuar özelliği gereği enerjide verimlilik yaratmaya yönelik konseptiyle çok yerinde olmasını dile getirdi.



POYD Yönetim Kurulu Başkanı Ülkay Atmaca  enerji maliyetlerinin düşürülmesi için, tüm turizm sektörü profesyonellerinin, ENEREX Enerji fuara gelmelerin şart olduğunu söyledi.

BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bahar, yeni trendlerden biri olan enerjinin tedariği, dağıtımı, depolanması, iyi planlanması, yönetilmesine dikkat çekdi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’nın turizm kenti olduğu kadar, aynı endüstriye paralel gıda endüstride kullanılan enerjinin temiz olması bu konuda top yekün müşterek hareket edilmesinin önemini vurguladı. Yaptıkları atıklardan sağlanan enerjileri örnekledi. ÇED Çevresel etkilerin değerlendirilmesi açısından analiz edilmesinin gereğini açıkladı. Bu anlamda yararlı bir fuar olduğunu dile getirdi.




Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Geçmiş yıllarda Başbakanlıkda ki görevi esnasında rüzgar ve güneş enerjilerin yapımın yasak olduğu dönemlerden sonra 2003 yılından itibaren ruhsatlar verildiğini açıkladı.


HES’lerde çok iyi olan ülkemin  GES ve RES konusunda da çok mesafe kat ettiğini,  değerlendirilmemiş çok fazla kaynağımızın  olduğunu, ENEREX Antalya fuarını,önemli ve değerli bulduğunu ifade etdi.


Kurdele kesimiyle fuar alanı ziyaret edildi. Firma yetkililerinden bilgi alındı. Başkanlığını Celal Torak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği EGD gazetecileride fuara destek vererek, Başkan Celal Toprak’ın önderliğinde fuar alanını gezdiler. Röportajlar gerçekleştirdiler.


yilmazparlar@yahoo.com


20 Ocak 2020 Pazartesi

Anfaş’da Göze Çarpan Standlar-Yılmaz Parlar

Anfaş’da Göze Çarpan Standlar

15-18 Ocak 2020 tarihleri arasında Antalya Expo Center’da düzenlenen 31. Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas ve 27.Food Product Fuar ANFAŞ’ta yerini alan firmalardan göze çarpan bazı standlar





TRAGGER Yeni Nesil Hizmet Aracı standında Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde ‘İyi Tasarım Ödülü’nü almaya hak kazanan ve Transfer Serisinde yer alan T-Car ile birlikte, geçtiğimiz sene aynı ödüle hak kazanan Pro Serisi ürünlerinden QD modeli de bulunuyor.





2019 yılının başında, tatlı konseptine yeni bir soluk getirmek için yola çıkan kadın girişimci Dolunay Kışlalı Edis ve ortakları tarafından kurulan Takamia, Innovatif ekipmanlar ile yerli hammaddeleri birleştirerek katkısız ve saf çikolatadan Çikolata döner, Burger waffle ve krep ile sektöre  lezzetli yeni bir alternatif sunuyor. Nil Kışlalı Edis’den aldığımız bilgiye göre, İlk şubesini Sabiha Gökçen Havaalanı’nda açan Takamia, 2020’de hem yerel ağını genişletmeyi hem de Kosova şubesini faaliyete geçirmeyi planlıyor.





Geniş alanda ürünleri sergileyen Öztiryakiler Yönetim Kurul Başkanı ve TİM Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, uygun şartlarda üretim yapmanın yolunun da uygun ekipmanlara sahip olmaktan geçtiğini vurgularken güvenilir ürün veya standart ürünün Türkiye’nin en önemli meselelerinin başında geldiğini Dünyanın her köşesine her ürünü satabilmek için belli standartlara ve belgelere sahip olmak gerektiğini, ancak her alanda yerli malı kullanılmasının şart olduğunun belirtirken son derece kaliteli ürünlerin tüm dünyada ilgi gördüğünü söyledi.




Akıllı fabrikalar için akıllı çözümler üreten İzmir Kökenli Alp Mühendislik tarafından tasarlanan ve üretilen ‘Robot Barmen’ fuarda öne çıkan yenilikçi ürünlerin başında gelenlerden biriydi. Robot barmen 40 adet farklı içecekten 35 farklı kokteyl hazırlayabiliyor ve sunuyor. Sadece bilgisyardan seçien, açıklamalı bilgi içeren içeceği müşteri tıklıyor.





Ankara’lı Firma “İşbir Yatak” üretdiği yuvarlak yataklar ile ABD Hotel ekipman alıcılarının en çok ilgisini  dikkatini çekdi.






Başkanlığını Zeki Açıköz’ün yaptığı, Türkiye Aşçılar Federasyonu TAFED) standlarında uygulamalı etkinlikler yarışmalar çok yoğun ziyaretcisi olan standlardı. 






Aşçılarımızın temel amaçları yerli ürün kullanımını kitleselleştirmek daha fazla insanla buluşturmak. 





Aşçıların, göze ve mideye hitab eden lezzetli yöresel yerli yemeklerin yanı sıra sanatsal çalışmaları çok ilgi gördü.






Fuar kapsamında çok beğendiğimiz unutulmaya yüz tutan kültürel mirasımız Hereke ipek halıları görme fırsatımız oldu. Katılımcıların Kaldığı Lara Club Sera Hotelde Depremden sonra küçük yaşda Hereke’den Burdur’a gelen, İpek halı örme eğitimini alan Hereke’li Zanatkar Hülya Nergis’in hotel sahibine ördüğü halı muhteşem.15 ayda günde 8 saatlik bir çalışma ile bir metre karesi örülebilen katma değerli halıyı yaşatmak zorunluluğumuz olmalı. Buda Fuar standlarından biri olarak algılanmalı. 


yilmazparlar@yahoo.com